Tanıdığım Tahir Elçi...
Yıllar evvel Diyarbakır'a konferansa gittiğimde tanımıştım Tahir Elçi'yi. 2009 yılıydı. Çok hoş sohbet bir adamdı. Öldürüldüğünü duyunca ellerim ve tüm vücudum buz kesti....
Yıllar evvel Diyarbakır'a konferansa gittiğimde tanımıştım Tahir Elçi'yi. 2009 yılıydı. Çok hoş sohbet bir adamdı. Öldürüldüğünü duyunca ellerim ve tüm vücudum buz kesti. İnanamadım. Çok üzgünüm. Toplumun çoğunluğu şu son soruşturma saçmalığıyla tanımıştı Tahir Elçi'yi. Ben bu acı haberin üstüne 6 sene evvel tanıdığım ve uzun uzun sohbet ettiğim Tahir Elçi'yi anlatmak istiyorum size...
***
Tahir Elçi o zaman Baro Başkanı değildi ama çok itibarlı bir avukattı. Keskin bir zekası ve adil bir duruşu vardı. İtidal sahibi ve vicdanlı bir adamdı. Asla PKK'ya angaje biri değildi. Tam aksine PKK'ya dair çok isabetli teşhisleri vardı. Tek meselesi Kürt meselesinin çözülmesi ve silahların ebediyen susmasıydı. Şeytanlaştırıldığı şu son aylardaki duruşunda bile yeri geldiğinde PKK'ya ağır eleştiriler vardı. Diyarbakır realitesi içinde söylediği bir söz bağlamından çıkarıldı ve haksız bir soruşturma bile açıldı. Oysa Kürt meselesinin çözümü yönünde sağduyuyu temsil eden biriydi Tahir Elçi...
Diyarbakır Barosu'nun gecesine katılmıştım ben aynı günün gecesi. Hatta Osman Baydemir ve Osman Can da vardı aynı masada. Başka masadaydı ama Sezgin Tanrıkulu da o gecedeydi. Tahir Elçi ile o gece çok uzun sohbet etmiştik. 2009 ortamında hala askeri vesayetin gölgesi hissediliyordu Diyarbakır sokaklarında. Asker hala çok güçlü ve vesayetçi bir aktördü. PKK'nın şiddeti arttırması askeri vesayeti besliyordu. Askerin Kürt meselesine yönelik yanlış ve şahin bakışı PKK'yı besliyordu.