Ah Mursi ya da dünyanın şirazesi
Haziran 2012’de gerçekleştirilen demokratik seçimle Mısır’da ilk defa seçimle gelen Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi 3 Temmuz 2013’te dönemin Savunma Bakanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından bir askeri darbeyle...
Haziran 2012’de gerçekleştirilen demokratik seçimle Mısır’da ilk defa seçimle gelen Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi 3 Temmuz 2013’te dönemin Savunma Bakanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından bir askeri darbeyle görevinden uzaklaştırıldı.
Askeri darbelere maruz kalan meşru cumhurbaşkanları, başbakanlar uyduruk gerekçelerle yargılanmışlardır. Bunun örneğini biz Türkiye’deki bütün askeri darbelerde yaşadık. Adnan Menderes, Celal Bayar ve dönemin bakanları, milletvekilleri tümüyle düzmece ithamlarla yargılanmışlardı. Celal Bayar, Afgan Kralı’nın kendisine hediye ettiği bir tazıyı Ankara Hayvanat Bahçesi’ne hediye ettiği için yargılanmıştı. Adnan Menderes ise opera sanatçısı Ayhan Aydan’ın zayi ettiği bebeğini güya kürtaja tabi tutmak suretiyle düşürdüğü iddiasıyla yargılanmıştı. Oysa Ayhan Hanım bebeğini yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle zayi ettiğini ısrarla belirtmesine rağmen savunması kabul görmemişti. İşin ilginç yanı bu düzmece ithamlar Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla ileri sürülüyordu. İşbu köpek ve bebek davası 27 Mayısın en kara yüzü olarak tarihe geçmiştir...
Mursi ise casuslukla itham ediliyordu. Bu mahkemesi görülürken mahkeme salonunda şehit oldu.
Bu günden geriye bakıldığında bu iddialar onu ileri sürenler nezdinde de ona sahip çıkanlar nezdinde de tarihe bir yüz karası olarak kazınmıştır. İddiaya maruz bırakılanların ise yüzü aktır. Daha ilginci darbe sürecinde alkıştan başı dönenlerin günümüzde esamisi bile okunmuyor. Mazlumlar ise hem tarihte hem nesillerin gönlünde rahmetle anılarak yaşıyor.
Darbe sürecinde izzeti nefisleriyle oynanmak istenen, itibarsızlaştırılmaya çalışılanların itibarı, o süreç atlatıldıktan sonra tavan yapmıştır. Onları karalayanların yüzü ise ebeden kara kalmaya hükümlüdür.
Zaman (tarih) en adil yargıçtır. Darbeye maruz bırakılanlar, mağdur edilenler, mazlumlar en kısa zamanda maşeri vicdanda aklanıyor. Ama darbeciler ve zalimler tarihin mahkemesi önünde sürekli yargılanıyor ve sürekli mahkûm ediliyor. Onların kimlerle iş tuttukları, kimin işbirlikçisi olarak hareket ettikleri sorgulanıp duruyor. Daima da sorgulanacaktır...