Batı ikiyüzlü de demektir
Batılı ülkeler çifte standardı sadece kendi dışında kalan insanlar ve ülkeler için değil, aynı zamanda kendi ülkelerinin vatandaşları için de uygular. Söz gelimi ABD’de kardeşlik ilkesi...
Batılı ülkeler çifte standardı sadece kendi dışında kalan insanlar ve ülkeler için değil, aynı zamanda kendi ülkelerinin vatandaşları için de uygular. Söz gelimi ABD’de kardeşlik ilkesi sadece beyazlar için geçerlidir. Derinizin rengi siyahsa, kardeşlik ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağınız, beyaz adamın çıkarları doğrultusunda karara bağlanır. Eğer derinizin rengi kızıl ise, size genocide (soykırım) uygulamada beis yoktur. Bir Avrupalı için, Afrikalı insanlar sadece sömürülmeye ve köleleştirilmeye müstahaktır. Bu gün insanların Afrika’da çekmekte olduğu sıkıntının kökeni arandığında acaba hangi baskın faktörü buluruz karşımızda?
İnsan hakları söz konusu olduğunda bu defa da, kimin “insan” sayılacağı sorusu çıkar ortaya ve insanlar derisinin rengine, cinsiyetine, ırkına göre sınıflandırılarak insan yerine konulup konulmayacağı belirlenir. Kimileri bu kanaatimizi paylaşmakta zorlansa da fiilî durum böyledir. Üzgünüm...
Faşizm’in ve Nazizm’in tarihin karanlık sayfalarına gömüldüğünü sananlar Avrupa ülkelerinde son yıllar boyunca yaşanan ırkçı faaliyetleri hafızalarında güncelleyebilir.
Polisin şiddet uygulamasını başka ülkelerde caiz görmeyenler, şiddetin daniskası Paris’te veya Londra’da uygulandığında sessiz kalma bir yana meşru da sayarlar.
Batılılaşma arzusunda olanlar (bu arzuyu paranoya haline getirenler) belki bu kez: biz Batı’nın “gerçek” demokrasisini, onun yasalarında yer almış olan insan haklarını, bilimsel zihniyetini talep ediyoruz ve Batılılaşma arzusunun temelinde bu vakıalar yer alıyor, onun ikiyüzlülüğü bizi ilgilendirmez diyebilirler...
Biz de diyoruz ki, Batı kültürünün bir cüzünü ötekinden ayırmaya kalkışmak eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu kültür, ikiyüzlülüğü ile şahsiyetini bulmuştur. Batı’nın hümanizma anlayışını onun rasyonalizminden, rasyonalizmini pozitivizminden, demokrasisinden, demokrasisini insan hakları konusundaki tutumundan, bunların tümünü secular (dünyevî) ahlâkından, o ahlâkı da onun bilim telakkisinden ayırmak imkân dâhilinde değildir.