Bir annenin yakarısı
Kayseri Kitap Fuarı’nda yanı başımda geçmesine rağmen bilgim ve haberim olmayan bir dram yaşanmış.Durumu sevgili Ali Haydar Haksal’ın yazısından öğreniyorum: “Bir Annenin Yakarısı ve...
Kayseri Kitap Fuarı’nda yanı başımda geçmesine rağmen bilgim ve haberim olmayan bir dram yaşanmış.
Durumu sevgili Ali Haydar Haksal’ın yazısından öğreniyorum: “Bir Annenin Yakarısı ve Çırpınışı” başlıklı yazıdan (Milli Gazete, 27 Ekim 2017).
Bu ve benzeri hikâyeler nerdeyse her gün benim internet posta kutuma da geliyor. Ayrıca şahsen müracaat edenler de oluyor. Ama her birine ayrı ayrı cevap verme imkânı bulamıyoruz. Ali Haydar’ın yazısı bizim hissiyatımıza da tercüman olduğundan sütunumuza kısaltarak aktarmak istiyoruz. İşte:
“Bir Annenin Yakarısı ve Çırpınışı
14 Ekim 2017 tarihinde Kayseri'de kitap fuarında idim. Bir hanımefendi geldi, kitaplara baktı, içinden Necip Fazıl Büyük Doğu Irmağı kitabımı imzalatmak istedi. Bir isme imzalatacaktı ki, kendini tutamadı ve ağladı. Durulamadı bir türlü. Bu duygulu andan sonra ister istemez sohbet ettik. Edebiyat öğretmeni imiş. Uzun zaman Kayseri’de görev yapmış. Çocuklarından ötürü İstanbul’a taşınmış, şimdilik görevi bırakmış. Öğrencilik yıllarında öğretmenleri vasıtasıyla dergilerimizi takip etmiş. Rasim Özdenören ve bizlerle görüşmek için İstanbul’dan Kayseri’ye gelmiş.
(...) Oğlu adına kitabı imzalattı, konuştuk. Oğlu, iki soru yanlışla, derece ile Hava Harp Okulu’na girmiş. Ailesi istemediği hâlde. Pilot olma hayali varmış. Gece ansızın çocuklar bir emirle çadırlardan alınıp Sultanbeyli Orhanlı’ya götürülmüş. Orada silahlı bir çatışma yok, ölen de olmamış. Bir emirle götürülen bu çocuklar 16 aydır içeridedirler.