Gıybet ve iftira
Şu sıralar aklıma takılmıştı. Buldum. Her Hadis gibi o da muhteşem…Ebu Hureyre’nin (ra) bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurdu:“‘Gıybet nedir bilir misiniz?’ Sahabeler: ‘Allah ve Resulü...
Şu sıralar aklıma takılmıştı. Buldum. Her Hadis gibi o da muhteşem…
Ebu Hureyre’nin (ra) bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurdu:
“‘Gıybet nedir bilir misiniz?’ Sahabeler: ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ dediler. Hz. Peygamber (sav) de: ‘Din kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır’ buyurdu. ‘Şayet kardeşimde söylediğim ayıp varsa ne dersiniz?’ diye sorulması üzerine Resulullah: ‘Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin, yoksa o zaman ona iftira etmiş olursun’ buyurdu.” (Müslim, Birr, 70, Riyasussalihin’den: 1524 nolu Hadis).
Demek ki gıybet kardeşi hakkında illa da kötü bir şey söylemek, onu çekiştirmek anlamına gelmiyor. O kimsenin hoşlanmadığı bir şeyle anılması gıybet sayılıyor.
Buradan yola çıkarak şu sonuca ulaşmak imkân dâhiline giriyor: kardeşinin hoşlanmadığı şeyin ne olduğunu bilmek... Bunu bilebilmek için de o kimseyi tanımış olmak gerekiyor. Başkasının hoşuna gidebilecek olan bir anma biçimi onun hoşuna gitmiyorsa orada gıybet tehlikesi var demektir.
Başkasının umursamayacağı bir hitap biçimi, bir anma biçimi o kimsenin hoşuna gitmeyebilir. Ama bu inceliği hissedebilmek ve oradaki ince çizgiyi dikkate almak, o çizginin gereğini yerine getirebilmek için kişinin kardeşini tanıması, bilmesi gerekiyor.