İzan ve yanlış bilinç
İzan ilginç bir kavram. TDK Sözlüğünde kısaca “anlayış, anlama yeteneği” olarak tanımlanıyor. Doğrudur, izan kavramında anlayış, anlama yeteneği özelliğini bulabiliriz. Fakat...
İzan ilginç bir kavram. TDK Sözlüğünde kısaca “anlayış, anlama yeteneği” olarak tanımlanıyor. Doğrudur, izan kavramında anlayış, anlama yeteneği özelliğini bulabiliriz. Fakat anlayış, anlama yeteneği o kadar geniş bir kapsamı içeriyor ki, salt bu kelimeleri kullanmak suretiyle izan kelimesinin ifade ettiği anlamı yakalayamayız.
Bu kavramı basiret kelimesiyle tanımlayanlar da var. Doğrudur, izan kelimesi belli bir bağlamda kısmen basiret kelimesiyle de örtüşür; ancak basiret kelimesi tam olarak izan kelimesinin yerini tutmaz. Feraset kelimesi de izanın yerini tutmuyor; akıl, havsala, öngörü gibi anlamları ve daha fazlasını kapsasa da...
İzanı bir şeyin şuurunda olmak ve onu külli ve ihata ile idrak etmek biçiminde tanımlayanlar da olmuş. Burada da izanın belli bir özelliği dile getiriliyor, fakat izan kavramı tam olarak bu tanımla da karşılanamıyor.
Anlama yeteneği irdelendiğinde birbirinin dengi olan iki kişiden izan sahibi olanla izansız olan arasında onların uygulamaya dönük yaşantılarında hemen fark edilir. İkisi de iyi derecede otomobil sürücüsünden izan sahibi olmayan güzergâh boyunca her kırmızı ışığa yakalanır; izan sahibi olansa hızını ayarlayarak güzergâhta kırmızı ışığa yakalanmadan bütün kavşaklardan yeşili yakalayarak durmadan geçer.
Herkes mantığın çıkarımına göre hattı harekâtını düzenler. Ancak bir başına hattı harekât yetersiz kalabilir. Hattı harekât izan yardımıyla düzenlenmiyorsa mantık yetersiz kalır. Mantığımız, bize üçgen biçimindeki bir yol kavşağında B noktasından C noktasına ulaşabilmek için hipotenüsü izlememizi söyler. Çünkü hipotenüs, diğer iki kenarın toplamından daha kısadır. Fakat hipotenüse tekabül eden yol çamurlu ve arızalıysa, orada düşüp kalkarak yürümektense; izan, uzun da olsa diğer yolun tercih edilmesini telkin eder.
Siyaset alanında izan, başkasının yanlışını bulmaya tahsis edilecek zamanı kendi doğruları üzerinde düşünmeyi buyurur. İzan sahibi olmayan siyaset adamı vaktini başkasının yanlışını bulmaya harcar. Oysa aynı zaman dilimi kendi projesini üretmeye tahsis edilse yapıcı bir iş görülmüş olur. Ama izansız kimse, boyuna başkasının yanlışını düşünerek vaktini harcar.