Karıncanın ölümü ya da hoyrat eller
Ne kadar dışımızda tutmaya kalkışsak, görmezden gelme havalarına girsek de, o, orada, olduğu yerde, önümüzde lök gibi duruyor. Onu görmezlikten geleni sarakaya alıyor.
Zerre kadar değer atfedilmeyen bir karınca suretinde ortaya çıkıyor bazen. Bazen de ancak bir karıncanın değeriyle eşleştirilen bir insanın hayatı olarak dikiliyor göz önüne.
O uzun uğraşlar sonunda eğitilmiş karıncanın başına geleni duymuşsundur: Adamın biri, hapis bulunduğu cezaevinin avlusunda bir karıncaya rastlar, karıncayı alır, bir kutunun içine yerleştirir. Onu orada beslemeye, bu arada da ona bazı marifetler öğretmeye başlar. Uzun yıllar bu işe kendini verdikten sonra, karıncayı, bir komutla havaya sıçratıyor, bir başka komutla amuda kaldırıyor; bir başka komutla iki ayağının üstünde yürütüyor ve buna benzer çeşit çeşit marifetler kazandırıyor ona.