Resmi içinden aydınlatan ışık: Ruh
Şu sıralar Gogol’un öykülerini yeniden okuyorum. Yıllar sonra, ondaki incelikleri ve Dostoyevski’ye ve tüm modern yazına olan etkisini şaşkınlıkla bir daha görüyorum. Dostoyevski’nin: “Biz onun...
Şu sıralar Gogol’un öykülerini yeniden okuyorum. Yıllar sonra, ondaki incelikleri ve Dostoyevski’ye ve tüm modern yazına olan etkisini şaşkınlıkla bir daha görüyorum. Dostoyevski’nin: “Biz onun Palto’sundan çıktık” derken biraz eksik söylediğini görüyorum. Sadece Gogol’un Palto’sundan değil, aynı zamanda onun Burun’undan, Portre’sinden de çıkmış günümüz edebiyatı, dahası telakki tarzı... Modern edebiyatın başat simalarından olan Kafka ve sonrası yazarlar Dostoyevski’siz açıklanamaz; ama onun da ardında duran Gogol görmezlikten gelinerek de açıklanamaz...
Gogol’un Portre’sinde geçen şu parça, her ne kadar öykünün kahramanının mülahazası gibi görünse de aslında belki yazarın sanat görüşünün de bir ifadesi sayılabilir. Diyor ki: “Neden, basit, sıradan bir doğa parçası, kimi ressamların ona verdikleri ışıkla sizde hiçbir bayağı izlenim uyandırmaz... hatta, tersine, haz verir, huzur verir, sükûnet verir de... aynı konu başka kimi ressamların elinde bayağılığa, çirkinliğe dönüşür? Oysa ikinci ressam da doğaya, konusuna tümüyle sadık kalmıştır. Resmi içinden aydınlatan ışığın eksikliğiyle açıklanabilir herhalde bu durum! Alabildiğine görkemli, göz alıcı bir doğa görüntüsü karşısında bile, gökyüzünde güneş yoksa eğer, bir şeylerin eksik olduğu duygusuna kapılmamız gibi tıpkı!” (Bir Delinin Anı Defteri, Nikolay Vasilyeviç Gogol, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2010 çev. Mazlum Beyhan, s. 87).
Burada, resim bağlamında söylenmiş olan bu cümleyi aslında sanatın diğer türlerine de teşmil edebiliriz, edebiyata, müziğe vb.
Alıntıladığım parçada anahtar ibare “resmi içinden aydınlatan ışık” vurgusu oluyor...
Nedir resmi içinden aydınlatan ışık?
Yayarsak, resmi, müziği, edebi metni içinden aydınlatan ışık?