Sığınmacının meçhule yolculuğu
Artı altmış santigrat derecede güneşin kör edici buz gibi ışığı çölü delip geçiyor.Onbinlerce insan boyuna yürüyor...Bir meçhulden gelip başka bir meçhule yol bulmaya...
Artı altmış santigrat derecede güneşin kör edici buz gibi ışığı çölü delip geçiyor.
Onbinlerce insan boyuna yürüyor...
Bir meçhulden gelip başka bir meçhule yol bulmaya çalışarak...
Savaşın minyatürü çölün mavisini yitirmiş semasına yansıyor...
Vaktiyle Balkanlardan, Kafkaslardan yürüye yürüye Anadolu’ya geçmeye çalışan insan seli, şimdi Suriye ve Irak taraflarından...
Bebeğini sırtında taşımaya güç yetiremediği için buz gibi yakan taşlara serilip kalmış, baygın, süt bebesi susamış ve aç nine, kurumuş memesini ağlayan bebeğin ağzında tutmaya çalışıyor... Bebek bir anda kurumuş memeyi çekiştiriyor... Ninenin süzülen gözyaşları keşke süt olup memesinden aksa... Heyhat! O da, kurumuş taşlara nazire yaparak kendi içine çekilip büzülüyor...