Yanlış sorunun doğru cevabı olmaz
Taha Akyol’un Karar gazetesinde yayınlanan “Hukuk devletinde seçimler” başlıklı yazısında 1935 yılında vuku bulmuş bir yasama olayından bahsediliyor. Yazının o bölümünü...
Taha Akyol’un Karar gazetesinde yayınlanan “Hukuk devletinde seçimler” başlıklı yazısında 1935 yılında vuku bulmuş bir yasama olayından bahsediliyor. Yazının o bölümünü alıntılıyorum:
“Yıl 1935, Tek Parti dönemi, Meclis’te Dersim Kanunu görüşülüyor. Verilecek idam cezalarının Meclis onayı gerekmeden, komutan onayıyla infaz edilmesi yönünde bir madde var tasarıda… / 25 Aralık günlü oturumda Muğla Milletvekili Hüsnü Kitapçı söz alıyor, özetle diyor ki: “Anayasamıza göre idam cezalarını onaylama yetkisi münhasıran TBMM’ye aittir. Bu yetkiyi komutana vermek anayasaya aykırıdır!” / Adalet Komisyonu adına Trabzon Mebusu Raif Karadeniz cevap veriyor, özetle: “Anayasamıza çok hürmet ederiz. Fakat memleketin yüksek menfaatini bir tarafa koyduk, diğer tarafa anayasaya saygıyı koyduk ve bu neticeye ulaştık!” / Parmaklar kalkıyor, kanun kabul ediliyor…” (taha-akyol/hukuk-devletinde-secimler-9832).
Trabzon Mebusu Raif Karadeniz’in mukayesesinde bir yanlışlık var, bir kıyas yanlışlığı... Problem, anayasa hükmünü ihlal ederek idam cezası hükmünü onaylama yetkisini komutana vermek caiz midir, değil midir iken; konu memleketin çıkarı mı, hukukun üstünlüğü mü düzlemine çekiliyor. Böylece bir mantık şaşırtmacası yapılıyor.
Bir tarafa memleketin yüksek menfaati konuluyor, öteki tarafa anayasaya saygı yani hukuk konuluyor... Yanlışlık bu iki farklı değerin karşı karşıya getirilmesi ve onlardan birinin tercih konusu yapılmasında... Böylece konu iki yüksek değer arasında bir tercih konusu haline dönüştürülüyor. Soru böyle konulunca almaşıklardan birinden yana çıkılabilir, fakat bu tercih karşı almaşığı ifna etmez. Nitekim memleket çıkarını öne almak, hukukun üstünlüğü alternatifini ifna etmiyor, edemez...
Karadeniz’in mantık oyununda birbirinden ayrı mütalaa edilmesi gereken iki farklı değer, eşdeğer gibi mütalaa ediliyor ve onlardan birine öncelik veriliyor. Yani elmalarla armutlar aynı kabul edilmek suretiyle bir tercihte bulunuluyor.
Eğer illa da memleketin yüce menfaati söz konusu edilecek idi ise doğru soru şöyle ortaya konulmalı idi: