Heceleyerek...
Neydi o? - Çözüm yeri meclistir. Hep öyle demez miydik? E ne oldu şimdi? Başkanlık, sanki teklif dahi edilemez bir nesne mi? Getirin meclise, görüşelim. Ya reddedelim, ya da -şartlar oluşursa- halk’a gidip soralım, o...
Neydi o?
- Çözüm yeri meclistir.
Hep öyle demez miydik?
E ne oldu şimdi?
Başkanlık, sanki teklif dahi edilemez bir nesne mi?
Getirin meclise, görüşelim.
Ya reddedelim, ya da -şartlar oluşursa- halk’a gidip soralım, o karar versin:
- Evet veya hayır.
***
Sahiden kabak tadı verdi.
Yıllardır, yok Başkanlık, yok Yarı Başkanlık, yok efendim Partili Cumhurbaşkanlığı... cılkı çıktı işin... karar verilsin artık.
Madem iki tane baş var, biri asil öbürü gölge, madem “ortada bir demokrasi sorunu var” ya sistemi onaralım ya da sistemi değiştirelim.
Çözüm yeri meclis değil mi?
Ne var bunda?
***
Türk halkı mantıklıdır.
Macerayı da sevmez.
Herkes kendi tezini ona adam gibi anlatırsa, o da düşünür taşınır, ölçer biçer ya parlamenter sisteme devam eder ya da Başkanlık Sistemi gelsin der.
***
Devlet Bahçeli, dün bu konuya daha da açıklık getirmiş ve MHP’nin duracağı yeri şimdiden belirlemiştir. Okuma yazması olanlar, herhalde anlamıştır. Hâlâ anlamayanlar varsa, onlara bu yaştan sonra “heceleye heceleye” bir “alfabe kursu” da fayda etmez.
***
Zaten karşındaki adam diyorsa ki:
- Boşuna meclise getirme. Ben bu konuyu tartışmam bile. Dosyanın kapağını açıp metne bakmam bile.
Eh, sen de dersin ki ona:
- HDP kadar olamadın.
Hiç değilse o “seni Başkan yaptırtmayacağız” diyor, diyebiliyor... Sende o kadarcık da mı derman yok?