Takvim yaprakları
Evren Paşa da gitti. Allah taksiratını affetsin. 12 Eylül, cuma idi.Cumartesi günkü gazeteleri hatırlıyorum:- Merhaba Asker.- Sağol Mehmetçik.Sonra da bütün demokratik kurumların (yargı ve üniversite dahil) sıra...
Evren Paşa da gitti. Allah taksiratını affetsin.
12 Eylül, cuma idi.
Cumartesi günkü gazeteleri hatırlıyorum:
- Merhaba Asker.
- Sağol Mehmetçik.
Sonra da bütün demokratik kurumların (yargı ve üniversite dahil) sıra sıra bağlılık mesajları.
***
Kısa bir not:
Ecevit ve Demirel, eşleriyle birlikte helikoptere bindirilmişler götürülüyorlar.
Demirel,
kuş bakışı bir yerleri gösteriyor eşine:
- Bak Nazmiye diyor, şuraya baraj temeli attık, az ileriye bir fabrika kurduk, şunu yaptık, bunu ettik.
Bunları duyan Rahşan Ecevit, dayanamayıp dönüyor Demirel'e ve diyor ki:
- Yaptınız ettiniz de ne oldu? Şimdi biz nereye gidiyoruz böyle?
***
Nerden nereye...
Fakat itiraf etmeliyiz ki,
12 Eylül Darbesi'ne hiç birimiz direniş gösteremedik.
Bilakis, ben dahil, 12 Eylül'ü alkışlayan yazılar bile yazdık.
Evren Paşa'nın elini öpen "üstat yazarlar" oldu.
Ama Askeri Yönetim tavsayıp da kışlanın yolu gözükünce, hepimiz birden bu def'a demokrasi havarisi kesildik... Hatta bu havariliği zaman zaman Ordu Düşmanlığı'yla karıştırdık. Aynı şeyi sanki 28 Şubat için yapmadık mı?
***