Halkı Müslüman ülkeler

Trump Suudi Arabistan’da kılıçları şaklatınca, körfezde sular dalgalandı. Yerin altından çıkanlarla rahat bir hayat sürmekte olan yönetimler, Amerika’nın ve İsrail’in gülümsemeleri...

Trump Suudi Arabistan’da kılıçları şaklatınca, körfezde sular dalgalandı. Yerin altından çıkanlarla rahat bir hayat sürmekte olan yönetimler, Amerika’nın ve İsrail’in gülümsemeleri altında birbirlerine kılıç çektiler.
Katar dışlanıyor. Neden?
On ülke, bir anda nasıl oldu da, Katar’a karşı aynı tavırları geliştirdiler.

Halkı Müslüman olan ülkelerin yönetimleri, bu kararları alırken, halklarının, temsil ettiklerini iddia ettikleri insanların görüşlerini aldılar mı?
Bu kararlarında halklarının destek oranı nedir? Bu gerçekleri hiç düşündüler mi?
Gerçekten, İhvan bir terör örgütü müdür? Mursi, Mısır’da sandıkla gelmemiş miydi yoksa? Seçimle işbaşına gelen Mursi’nin hâlâ hapiste olduğunu unuttular…
Rahatları kaçacak diye, halkı Müslüman olan yönetimler farklı açılımlarla, öfkeyi, dikkati başka yönlere çekmek niyetindedir. Böylesi bir kargaşada ellerini mutlulukla ovuşturan kimlerdir? Hiç şüphesiz bıyık altından monarşi yönetimlere alkış tutan israildir.
İsrail’in sevindiği bir karar doğru ve müspet olabilir mi?

Halkı Müslüman olan ülkelerde, yönetimler kendi durumlarını, geleceklerini sağlama almak için, ılımlı muhalefetleri dahi kendi ülkelerinde barındırmadıkları gibi, kendilerinin tahtlarını çatırdatacak komşu hamlelerine tahammülsüz davranıyorlar. Katar’a karşı birleşen ülkelerde, makul, müspet muhalefet dahi yoktur.

Sülale devletleri kurulmuştur birçoğunda… Birbirlerine söz söyleyecek yüzleri olamaz. Peki, bu niza, bu çalkantı niye?
Görünürdeki nedenlerle, suyun altında gizlenen nedenler elbet farklıdır.
Katar, terörü destekliyormuş… İran’la yakınlaşmış falan…

Yemen’de, İran’la Suudi Arabistan savaşıyor zaten. Mısır’ın hali perişanlık… Adam genelkurmay başkanlığı makamını bıraktı, geldi Mısır’a başkan oldu. Kimse, sen kimsin, neden seçilmiş adamı içeriye tıktın, Mübarek’i hapisten çıkarıp, Mursiyi hangi akılla, vicdanla mahpuslara attın, demiyor.

Çıkarın, saltanatın, keyfiliğin bu kadar tavan yaptığı bir zemin ve zaman olmamıştır. Halk suskun… Halk sessiz… Halkın ne dediği, ne demediği hiç mühim değil bu beldelerde.
Yerin altından çıkan servetle, şimdilik halklarını susturan bu ülkeler, aslında ümmetin dirilişine, uyanışına set çekmektedirler. Ne olacak bu ümmetin hali? Sorusuna, eli kalem tutan, kafayı çalıştırma gayretinde olanlar, başlarını taşlara vurup, nerede hata yapılıyor? Nerde yanlışlıklar var? Sorularına vicdani ve akli cevaplar vermek zorundadırlar.

O ülke böyle, öbür ülke böyle diyebiliriz. Halkları Müslüman ama yönetimleri şöyledir diye resimler de çizebiliriz.
Lakin Müslümanların problemleri, çektikleri acılar, yokluklar… Bir türlü inancın ortak paydasında birleşememelerini iyi irdelemek, ona göre çıkış yollarını levhalaştırmak gerekir.
Bugün yaşananlar, yarın bir gün başka şekilde cereyan edip duracaktır

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Derin devlete ihtiyaç var mı? 26 Aralık 2017 | 450 Okunma 28 Şubat Darbesi sanal mıydı? 23 Aralık 2017 | 317 Okunma Müslümanların ahvalinin beyanıdır 22 Aralık 2017 | 169 Okunma Sistemin dayanılmaz ağırlığı 19 Aralık 2017 | 133 Okunma Yeni bir dünyanın eşiğinde… 16 Aralık 2017 | 149 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar