Burası Türkiye, burası İstanbul!
Pazar günkü yazımı, veresiye defteri satın almayı kastederek ‘bir yanda bu güzellikler yaşanırken öte yanda teravihlerde bile bir iki safa düşen cemaat, iftar sofralarındaki israf ve dini konulardaki hassasiyet zaafı da...
Pazar günkü yazımı, veresiye defteri satın almayı kastederek ‘bir yanda bu güzellikler yaşanırken öte yanda teravihlerde bile bir iki safa düşen cemaat, iftar sofralarındaki israf ve dini konulardaki hassasiyet zaafı da pek hayra alamet değil. Mevla seyyiatımızı hasenata tebdil edecek iman ve amel nasib etsin!’ diye bitirmiştim.
Evet, dünyevileşmenin ve modern hayatın toplum üzerindeki olumsuzluklarını görmeden hep bardağın dolu tarafına bakarsak ummadığımız bir anda ummadığımız akıbetlerle sarsılabiliriz.
Evet hatalarımızı, eksiklerimizi, aşırılıklarımızı, sapmalarımızı görmemiz ve bunları lisanı münasible de dile getirmemiz lazım. Ancak bu öz eleştiri umutsuzluk aşılamak için değil ders ve ibret almamız, halimize çeki düzen vermemiz için olmalıdır.