‘Cinsiyet eşitliği değil cinsiyet adaletini savunalım!'
Yerel olmadan evrensel olamayız yerelliğimizi korumak zorundayız
İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkılmasının iki genel gerekçesi var.
Birincisi, sözleşme batı toplumunun normlarına göre hazırlandığı için Türk toplumunun hassasiyetleriyle çatışmaktadır.
İkincisi, kadın hakları meselesi LGBT odaklı tartışmalara kurban edilmiştir.
Detaya girmeden bu iki gerekçe sözleşmeden çıkmak için yeterli sebeptir.
Detay için elimde yeterli çalışma var ancak bir köşe yazısının kapasitesini aşacak boyutta olduğu için bu hususta bilimin sesine kulak vererek Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocanın sözleşmeye yaptığı itiraz gerekçelerini aynen iktibas ediyorum.
Diyor ki Tarhan hoca:
"1-İstanbul Sözleşmesinde kadın erkek eşitliği kavramı tanımlanmamıştır
2-İstanbul sözleşmesi Kadın kavramını 18 yaşın altındaki kızlar için de kullanarak, halen anne babanın doğal vesayetinde olan gençlerde 'rastgele cinselliği' teşvik etmesi bizim doğrularımız olamaz.
3-Eş yerine partner kelimesini kullanarak evlilik ve nikah karşıtı ideolojileri desteklemiştir bu bizim doğrularımız olamaz.
....