‘İslami tatil’ din istismarıdır!
Yanlış hatırlamıyorsam Hz. Hüseyin efendimiz çarşıda kendisini tanımayan bir esnafla pazarlık yapıyor. Birisi gidip esnafın kulağına karşısındaki şahsın peygamber...
Yanlış hatırlamıyorsam Hz. Hüseyin efendimiz çarşıda kendisini tanımayan bir esnafla pazarlık yapıyor. Birisi gidip esnafın kulağına karşısındaki şahsın peygamber torunu olduğunu fısıldıyor. Şahıs gerçeği öğrenince Hz. Hüseyin’e istediği malı ücretsiz olarak vermeyi teklif ediyor.
Hz. Hüseyin, ‘Peygambere olan yakınlığımı şahsi menfaatime alet edemem’ diyerek kabul etmiyor!
Din ve dine ait olanı, dünyevi çıkara çevirmek maalesef her dönemde görülen bir hastalık.
***
Üretilen ürüne, malzeme veya hizmete doğrudan İslam kelimesini veya İslami bir deyimi isim olarak vermeyi doğru bulmadım/bulmam.
Dindar camiaya ürün ve hizmetini kabul ettirebilmek için kurumuna veya ürününe dini deyimleri uygun görenler, istismar düşüncesi olmasa bile o deyime zarar verebiliyor, yıpratabiliyor.
Mesela kalkıyor teneke ticareti yapan adam kurumuna ‘Cihad Kutu’ adını veriyor. Ayakkabıcılık yapan zat firmasına ‘Tevhit Ayakkabı’ ismini takıyor. Sıradan ürünlere bu kutsal deyimler yakışıyor mu?
(Bu iki ismi değiştirerek yazdım. Benzer isimleri kullanan gerçek firmaları incitmemek için özellikle yazmıyorum! Çünkü amacım karalamak değil ikaz emek)
***
Ticari kurumlar aynı zamanda rekabet kurumlarıdır. İslami isim kullanan firmanın rakibi mesela Cihad’la veya Tevhit’le yarıştığını söyleyecektir.
Veya bu kurumlar en küçük kusurlarında isimleriyle anılacak ve tenkit edenler cihad ve tevhidi tenkit edecekler. Kötü örnek oldukları için o kurum şahsında hem İslam’ın hem Müslümanların kötü anılmasına sebep olacaklar hem de o terimler yıpranmış olacaklar.