Mevcut sistem diktatörlüğe daha yakın!
Meseleye ilmi verilerle ve başarılı uygulamalarıyla bakmayıp, Erdoğan fobisiyle duygusal olarak bakanlar başkanlık sisteminin diktatörlüğe yol açacağını iddia ederek kamuoyu oluşturma gayreti...
Meseleye ilmi verilerle ve başarılı uygulamalarıyla bakmayıp, Erdoğan fobisiyle duygusal olarak bakanlar başkanlık sisteminin diktatörlüğe yol açacağını iddia ederek kamuoyu oluşturma gayreti içindeler.
Oysa başkanlık da tıpkı parlamenter sistem gibi yarı başkanlık sistemi gibi demokratik bir sistemdir.
Mesela başarıyla uygulanan ABD başkanlık sistemiyle bizdeki parlamenter sistemi karşılaştırdığınızda bizdeki sistemin diktatörlüğe daha yatkın olduğu görülür.
***
Demokraside kuvvetler ayrılığı önemli bir ilkedir.
Bizdeki parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığının sadece adı vardır, kendisi yoktur.
Çünkü yasama da yargı da bir biçimde yürütmeye bağlıdır.
Mesela yasama organı olan meclis hükümetin yani yürütmenin izni olmadan kanun yapamaz. Yapmak bir yana mecliste hükümet temsilcisi yoksa bir kanunun görüşülmesine bile başlanamaz.
Ayrıca meclisin çıkardığı kanunların %98’i hükümet tasarılarıdır. Milletvekillerinin tekliflerinin kanunlaşması da ancak hükümetin onayına bağlıdır.
Yasamanın çalışması yürütmeye bağlıdır!
Bu mu kuvvetler ayrılığı?
***
Oysa başkanlık sisteminde yürütme yani ne başkan ne bakanları bırakın kanun teklif etmeyi meclise dahi gidemezler (Başkan sadece açılışta gider, bakanlar ise sadece hesap vermeye çağrıldıklarında giderler ter dökerler!). Kanunların görüşülmesi tamamen parlamentonun özgür iradesiyle gerçekleşir. Uygun görürse iktidar partisinin milletvekilleri bile muhalefetin kanununu destekler, tam tersi de olur.
Yürütmenin yasama üzerinde etkisi sıfırdır.
Başkanlık siteminde sert kuvvetler ayrılığı söz konusudur.
Parlamenter sistemde başbakanın (yürütmenin) onaylamadığı teklif ya da tasarı kanunlaşamaz.
Başkanlık sisteminde başkan (yürütme) hiçbir kanuna müdahale edemez.
Şimdi doğru oturup doğru konuşalım hangisi diktatörlüğe daha yakın?