Türkeş’in Ermenistan teması ve Demirtaş’ın Moskova ziyareti
Siyasi partiler iktidar olmasalar bile milli meselelerde aktif rol oynayabilirler. İktidara gelemeyen hatta meclise bile giremeyen siyasi partiler mensuplarının sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik taleplerini seslendirme hususunda sivil toplum örgütlerinden daha...
Siyasi partiler iktidar olmasalar bile milli meselelerde aktif rol oynayabilirler. İktidara gelemeyen hatta meclise bile giremeyen siyasi partiler mensuplarının sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik taleplerini seslendirme hususunda sivil toplum örgütlerinden daha faydalı bir misyon ifa edebilirler.
Bir siyasi parti olarak memleket meselelerinde gündeme getirecekleri konularla dolaylı da olsa hükümete ve devlete yardımcı da olabilirler.
Bu yüzden çok partili siyasi hayat pek çok görüşün tartışıldığı ve her görüşe mensup insanın kendisini ifade edebileceği bir özgürlük alanıdır.
***
Bu bağlamda MHP lideri merhum Alpaslan Türkeş’in 1993 yılında Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan ile yaptığı görüşme önemlidir.
MHP o dönemde iktidarda değildir, 19 milletvekiline sahip bir muhalefet partisidir, grubu bile yoktur.
Ama merhum Alpaslan Türkeş Azeri-Ermeni savaşına son vermek için Paris’te Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan ile görüşmüştür.
Paris’te Crillon Oteli’ndeki özel bir odada yaptığı görüşmede altı maddelik bir barış teklifi sunmuş Petrosyan da değerlendirmek için zaman istemiş ama kısa süre sonra görevden ayrıldığı için bir netice elde edilememişti.
Edilememişti ama merhum Türkeş bir muhalefet lideri olarak takdire şayan önemli bir görev ifa etmişti.
Tabii ki bu görevi ifa ederken devletinin bilgisi dahilinde hareket etmişti!
***
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Moskova’ya ziyaret haberini okuyunca aklıma hemen merhum Alpaslan Türkeş’in 1993 yılında Ermenistan Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan ile yaptığı görüşme geldi.
Eğer HDP gerçekten bir Türkiye partisi portresi çizseydi Demirtaş’ın da ilişkilerin gerildiği bu ortamda müspet bir misyon üstlenebileceğini yazardım.
HDP ve bizzat Demirtaş maalesef bir Türkiye partisi ve siyasetçisi gibi değil terör yanlısı ve devlet karşıtı bir politika izlediği için onun bu ziyaretini hayra yoramıyorum.
Hâlâ silahlı terör eylemlerini savunan ve utanmadan devletin vatandaşına savaş açtığını söyleyen bir siyasetçiden olumlu bir misyon bekleyemiyorum.
***
Moskova’ya yapacağı ziyaretle ilgili açıklamada bile devletine sahip çıkmak yerine başka bir devletin siyasetçisiymiş gibi ifadeler kullanan Demirtaş maalesef konuştukça batıyor.
Daha konuşmasının başında kendi devletinin kriz nedeni olduğunu açıklayarak ve kendi devletini suçlayarak söze başlayan bir siyasetçiden hangi olumlu adımı bekleyebilirsiniz ki?!
Sadece uçak krizinde kendi devletini suçlamakla yetinmiyor hızını alamıyor devletin halkına savaş açtığını söylüyor ve terörü haklı bir direniş olarak tanımlıyor kendisi de onlarla beraber direneceğini söylüyor.