Fatih Terim’in Alaçatı baskını
ÖNCELİKLE hocam, olay nerede, nasıl, ne şekilde olursa olsun, yüzde 100 haklı bile olsanız, yaptığınız çok ama çok yanlış. Aslında bunun siz de farkındasınız..Bir anlık sinirle de...
ÖNCELİKLE hocam, olay nerede, nasıl, ne şekilde olursa olsun, yüzde 100 haklı bile olsanız, yaptığınız çok ama çok yanlış. Aslında bunun siz de farkındasınız..
Bir anlık sinirle de, aşırı tahrikle de olsa, bu yanlış ortadan kalkmaz.
Hepimiz bir şeyleri değiştirmek, geliştirmek ve güzel bir noktaya ulaşmak için çaba sarfederken, sporun başındaki insanların bu yaptıklarını kabul etmek bana ters düşüyor.
En basitinden,
- Bu ülkede çocuklar var.
- Bu ülkede gençler var.
- Bu ülkede sporu gerçek anlamıyla seven insanlar var.
İşte bu sebeplerledir ki, belli konumlara ulaşmış insanların sadece kendilerine ve ailelerine değil, topluma da sorumlulukları vardır.
Eğer o insanlar, bu sorumlulukların altında eziliyor ya da güç zehirlenmesi yaşıyorsa, bu kez gerekli merciler görevlerini yapmak zorundadır.
İyi şeylerin ödüllendirilmesi gibi, yapılan yanlışların da bir karşılığı olmalı.
Sonuç olarak...
- Şahıs kim olursa olsun, bulunduğu makamı suistimal ediyorsa özür dileyip görevini bırakmalıdır.
- O bırakmaya yanaşmıyorsa, ilgili merciler tarafından görevinden alınmalıdır.
- Hiçbiri olmadı mı? O zaman sözü yeni Spor Bakanı söyleyecek.
- O da mı olmadı. Artık talimat verecek makam belli!..
ARDA TURAN ÖRNEĞİ
DENEBİLİR ki, “Efendim insanlar hata yapabilir, hoşgörmek de lazım...” O zaman size Arda Turan örneğini gösteririm. Bir hata yaptı, özür diledi ve daha çok zaman taşıyacağı milli formayı bırakıp gitti.
Şimdi hocam... Birileri sizi görevden almadan kendi gururunuzla bırakmanız lazım değil mi?
Ve kimse “Dünya Kupası’na katılma mücadelesi içindeyiz. Bu işi büyütmeyelim” demesin.
Bazı durumlar vardır ki, bir karar uygulandığında zarar görürken, aslında doğruluğun temelini atmışsınızdır. Karşılığını da zamanla alırsınız.
SON BİR NOT