Gurbette gazeteci olmak
Ben oralara "gurbet" dedikçe irkilenler olabilir. "Memleket" dedikçe, "teknoloji ve ulaşım çağında artık sınır mı kaldı" diye müstehzi gülümsemeler de çıkabilir. Varsın yaban elleri...
Ben oralara "gurbet" dedikçe irkilenler olabilir.
"Memleket" dedikçe, "teknoloji ve ulaşım çağında artık sınır mı kaldı" diye müstehzi gülümsemeler de çıkabilir. Varsın yaban elleri kutsasınlar.
Gurbetin en acıtan anından yazıyorum bu yazıyı. Alınan bir vefat haberinin ardından gurbet denilen uzaklık tam anlamıyla yakıyor. Bunu 11 yıl önce, tam da 10 Şubat günü, Paris'te gazetecilik yapmakta iken, babamın vefat haberini aldığımda derinden hissetmiştim. Bu kez, geçen hafta Salı günü, Külliye'de odamda çalışırken, Paris'ten can dostum Gülten Özbey'in vefat haberini aldım. Öyle sıradan bir kayıp haberi değildi. Öncelikle çok erken, beklenmedik bir kayıp olan bu haber, aynı zamanda sanki bir kentin duvarlarını sarsan bir fırtınaydı aynı zamanda. Abartılı mı buldunuz bu ifadeleri? Bekleyi