ABD’nin çöküşü, Ortadoğu’da noktalanacak mı?
Şimdilik, hem ABD hem de İran savaş istemiyor. Ancak, ABD adım adım çarpışma/çöküş rotasına doğru ilerliyor. Zira sadece İran ile değil Çin ve Rusya başta olmak üzere Türkiye, Hindistan...
Şimdilik, hem ABD hem de İran savaş istemiyor. Ancak, ABD adım adım çarpışma/çöküş rotasına doğru ilerliyor. Zira sadece İran ile değil Çin ve Rusya başta olmak üzere Türkiye, Hindistan, Venezuela, Güney Afrika ve en önemlisi AB ülkeleriyle ekonomi temelinde ciddi bir sessiz savaş yaşanıyor.
ABD, İran’ın Mahallesi’ne askeri konuşlandırılmasını hızlandırdı hatta USS Abraham Lincoln uçak gemisini sevk etti. Ortadoğu’da uçak gemisi bulundurmak aynı zamanda bir bombardıman görev gücü gördüğü gibi İran’a yönelik psikolojik savaş olarak da nitelendirilebilir. Göreve başladığı günden beri Trump, İran’ı bölgedeki ve ötesindeki uluslararası terörizm de dahil olmak üzere tüm kötülüklerin kaynağı olarak gösterme konusundaki acımasızlığını sürdürüyor. Selefi Barack Obama’nın politikasını tersine çevirdi ve İran rejimi üzerinde azami baskı uyguluyor.
Öncelikle ve en önemlisi, Trump yönetimi rejim değişikliğini veya en azından rejimin davranışlarında bir değişiklik meydana getirmek istiyor. Ayrıca, İran›ın ekonomisini düşürmeye çalışıyor. Ancak ABD, konuşulduğu gibi geniş çaplı bir askeri harekata ekonomik ve askeri maliyetlerden ötürü sıcak değil. Çünkü bunun ABD’ne getirisinin yıkıcı olacağını Irak ve Afganistan savaşlarından çok iyi görmüştü. Fakat Bolton ve Pompeo gibi maceracı yöneticiler Trump’ı istemediği bir savaşa sürükleyebilir.
ABD, İran’a yönelik bir askeri müdahale sinyali vererek; İran’ı, artık etkili bir bölgesel oyuncu olmasını istemiyor. İsrail’in Ortadoğu’daki Amerika’nın en sadık ve güçlü müttefiki olarak konumunu güçlendirmek ve Yahudi devleti ile Suudi Arabistan’ın ve Mısır’ın önderliğindeki Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere İran’a karşı olan Arap ülkeleri arasında yakın stratejik ilişkiler kurmak istiyor.
John Bolton, ABD’nin İran rejimiyle savaşmasını değil, yönetimin değişmesi noktasında bir yöne iteklemek istiyor. Nitekim benzer politikayı Suriye, Venezuela ve K. Kore örneklerinden de özdeştirebiliyoruz. Bir savaş durumunda İran, Amerikan ateş gücüne uzun süre dayanacak askeri kapasiteye sahip olmayacaktır. Çünkü İran içinde toplumsal bütünlük olmadığı gibi devlet ile toplum arasında büyük bir nefret uçurumu söz konusu. Yine de İran, İsrail ve Suudi Arabistan desteği olsun ya da olmasın, ABD ve bölge için ABD›ye askeri saldırı yapma yeteneğine sahiptir. ABD, İran askeri tesislerini, nükleer tesislerini ve büyük altyapı tesislerini hızla çıkarabilir. Ek olarak, İran’ın Dünya petrolünün% 30’unun sevk edildiği Hürmüz Boğazı’nı engellemesini önleyebilir.