Belediye başkanlık seçimleri artık eskisi gibi olmayacak
“Kartal Katliamı” olarak adlandırdığımız, Kartal’daki apartmanın çökmesi aslında kirli geçmişimiz olan “yerel yönetim ahlakımızın” çökmesidir. Konu henüz...
“Kartal Katliamı” olarak adlandırdığımız, Kartal’daki apartmanın çökmesi aslında kirli geçmişimiz olan “yerel yönetim ahlakımızın” çökmesidir. Konu henüz sıcaklığını yitirmemişken birçok belediye başkanı modern yapılar ve kentsel dönüşümler adına sık sık konuşmalar yapacaklardır. Ne yazık ki durum bahsedildiği üzere olmadığı gibi demagoji kahramanlığı yapıldığını görmekteyiz. Bu durumdan kendilerine piyasa payı belirleyenler bile vardır, öyle ya; sorun ahlak sorunu…
Belediye başkanları “dere koruma ıslahı” kapsamında birilerine rant sağlamak için aktif dereyi imara açarsa veya heyelan bölgesini görmezden gelerek üç beş müteahhitte rant kapısı sağlayıp, çıkarlarına hizmet etmeye devam ederse bizler daha çok Kartal olayları göreceğiz.
Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen 6306 sayılı yasa ve ilgili yönetmeliklerde, afet riskinin ortadan kaldırılması için birtakım yeni düzenlemeler getirildi. Riskli yapı, riskli alan ve rezerv alan tanımlarının içeriği dikkatle incelendiğinde, yasanın yalnızca afet riskiyle sınırlı olmadığı, daha geniş anlamıyla kentsel dönüşümü kapsadığı görülmektedir. Burada asıl sorun, aidiyet duygusuyla yerelin konuya ne kadar hakim olduğudur. Birçok belediye başkanı rant kapılarını Şehircilik Bakanlığına kaptırdığını düşünerek yıldırma eğiliminde bulunuyor ve vatandaşların burnundan getirerek vatandaşın mal ve can kaybına sebep oluyor.
Son beş yıl içinde petrol istasyonlarından bir örnek verelim. Bir istasyon düşünün, bin beş yüz öğrencilik bir okulun yanı başında. Bir petrol istasyonu düşünün, kaymakamlıkla sırt sırta. Daha beteri ise, yirmi yılı aşkındır iskelet yapıda duran, usulüne uygun yapılmayan, yığma bir iş merkezi Yargıtay kararına rağmen belediyedeki rant ve bağışlarla tadilat revizyonuna tabi tutularak AVM’ye dönüştürülüyor.
Eski klasik söylemlerle beceriksiz zübükler halk tarafından belediye başkanı seçilemeyecekler! Vatandaşa asılsız, yalan vaadlerle taahhütler dönemi kapandı ve kapanması gereklidir… Belediye başkanı olduktan sonra seçmenden uzaklaşan, seçmene yabancılaşan, seçmeni tanımayan, seçmene kapıyı kapatan, semtine hizmet yerine çevresini zengin eden, köşe döndüren, eşkıyayı zengin eden, onlara ihaleler veren; yeşil alanlara, meralara AVM’ler, rezidanslar, plazalar diken, otopark sorununu çözemeyen, trafik keşmekeşliğine, kaosuna göz yuman, rant uğruna kaçak yapılara, kaçak katlara izin verecek belediyeler ve belediye başkanlarını halk istemiyor artık! Yani anlayacağınız “Halk zübükleri istemiyor ve onları seçmeyecek. Kartal Katliamını görmezden gelerek ikiyüzlü olanları temizlemek, sandığa gidecek milletin iradesine bağlıdır.