Amaçlar, bilinenler ve bilinmeyenler
Gayrimeşru referandum "bombası" patladı, ortalık karıştı. Gayrimeşru, çünkü; ne Irak anayasasında, ne de IKBY anayasasında böyle bir yetki var. Referandum kararı ise, IKBY meclisinde değil, üç...
Gayrimeşru referandum "bombası" patladı, ortalık karıştı. Gayrimeşru, çünkü; ne Irak anayasasında, ne de IKBY anayasasında böyle bir yetki var. Referandum kararı ise, IKBY meclisinde değil, üç parti tarafından alınmış. Üstelik, Kerkük gibi tartışmalı bölgeleri de kapsıyor. Kısaca, tek dayanağı var; o da "orman kanunu." İsrail'in dışında destekleyen tek ülke yok. Bu da, bağımsızlığın gerçek sahibini ifşa etmeye yetiyor. Ortada, destekçisi gibi silahlı zorbalıkla bölgedeki parti ve dini grupları sindiren eşkıyaya yakışan bir hadsizlik, sorumsuzluk… Nelere mal olacağını ileride göreceğiz.
Ayrıntıya girmeden önce, buraya neden ve nasıl gelindiğinin fotoğrafına bakalım. Mesele, Millî Mücadele ile çöpe atılan 1920 Sevr Antlaşmasıyla ortaya çıkıyor. Birinci Körfez Savaşında (1991-92) Turgut Özal'ın desteğiyle Irak'ın kuzeyinde "güvenli bölge" oluşturulması için Silopi'de mevzilenen ABD Çekiç Güç'ü ve 2003'de Irak'ın işgaliyle oluşan kırılmayla devam edildi. İşgalci ABD-İngiltere ikilisinin 2005'de, ilk iş olarak adı "Irak Arap Cumhuriyeti" olan milli-üniter devleti yıkıp, yerine bölünmeyi sağlayacak olan, Arap-Kürt (Türkmen yok) ortaklığına dayanan "Irak Federal Cumhuriyeti"nin kurulmasıyla hedefin ilk safhası tamamlanmış oldu. Bu "dönüşümü" Türkiye, hemen tanıdı.