Avrupa Birliği "salvosu"
Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan raporu, 109'a karşı 370 oyla kabul etti.Türkiye rapora sert tepki gösterdi. Dışişleri...
Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan raporu, 109'a karşı 370 oyla kabul etti.
Türkiye rapora sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı; "Avrupa Parlamentosu tarafından benimsenen tek taraflı ve objektiflikten uzak tutuma, tarafımızca herhangi bir değer atfedilmesi mümkün değildir... Türkiye için hiçbir anlam ifade etmiyor" denildi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik; "Demokrasimize notu tarih vermiştir, ödenen bedeller vermiştir. Irkçılara teslim olmuş AP'nin verdiği notun hiçbir hükmü yoktur. Salonlarında PKK sergileri açılan AP, hangi yüzle demokrasimizi mahkûm etmeye kalkıyor. Bu raporu size aynen iade ediyoruz... Bu raporu, 'Avrupa Irkçılık ve İslam Düşmanlığı Müzesi' kurup, kapısına asabilirsiniz." dedi.
AP, Kasım 2016'da aldığı kararla, üyelik müzakerelerinin "dondurulması" çağrısında bulunmuştu. Müzakerelerin "dondurulması" kavramının hukuk zemini bulunmuyor. Ama şimdi müzakerelerin askıya alınmasına dair oylanan rapor, 5 Ekim 2005'te kabul edilen "Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi-MÇB"nde öngörülmektedir.
MÇB'de, "Türkiye'de, Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi ve sürekli olarak ihlal edilmesi durumunda, Komisyon kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder" ifadeleri yer alıyor. AP'nin müzakerelerin askıya alınması kararının ana dayanağı budur.
Aslında, Türkiye-AB ilişkilerinin geçmişine bakınca, bu son karar, belki de ilk defa AB kriterlerine uygun olanı denebilir. Saldırgan taleplerden örnekler verelim: