Denenmişi denemek veya Evdeki bulgurdan olmak
İhtiyaç duydukça, "Atatürk'ün Partisiyiz. 6 Okun biri Milliyetçilik" deseler de CHP'nin hali hepimiz ilgilendiriyor. Gerçi tabanda ve merkeze doğru uzandığını düşündüğümüz kadroların...
İhtiyaç duydukça, "Atatürk'ün Partisiyiz. 6 Okun biri Milliyetçilik" deseler de CHP'nin hali hepimiz ilgilendiriyor. Gerçi tabanda ve merkeze doğru uzandığını düşündüğümüz kadroların, Türk Milletinin egemenliğine, devletimizin kuruluş esaslarına ve Atatürk'e bağlılık devam ediyor. Ancak tepe noktalarında iklim değişiyor. Kendine yabancılaşan bir değişim söz konusu. Yönetenler ağırlıkla, kuruluş ilkelerinden, bizi biz yapan değerlerden, tarihimizden ve kimliğimizden uzak; sayıca az fakat etkili kişilerden oluşmuş. Etnikçisi, bölücüsü, siyasi ümmetçisi, kafası karışığı doluşmuş. Halkta karşılığı da yok. Türkiye Cumhuriyeti algıları çok farklı. İnsan şaşırıyor, böylesine abes bir durum nasıl izah edilebilir diye. Herhalde bir araya gelmeleri, belki de getirilmeleri, milli/ulusal ve üniter Türk devletinin federatif, çok ortaklı bir yapıya dönüştürülmesidir. Malum yedi düvel bununla meşgul.
Bu şaşırtıcı değişimle ilgili Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından birkaç örnek verelim;
1) İstedikleri yeni anayasa için "Türkiye'de bütün kesimlerinin katılacağı demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Böylece toplumda hiç kimse, hiçbir grup, hiçbir inanç grubu, hiçbir etnik grup 'ben anayasa değişikliğinin dışında kaldım' demeyecektir."
2) BBC Türkçe kanalına verdiği demeçte; "HDP'nin sosyolojik tabanı kültürel haklarını elde etmenin çözümünü iktidar aracılığıyla bekliyordu, oysa şimdi yön değiştirdi ve CHP ile kol kola girerek bir arayışa girdi. Şimdi orada, hem iktidar partisi hem de HDP ile ayrıştığımız temel bir nokta vardı: Onlar sorunun çözümünü başka mecralarda arıyorlardı. Biz en başından beri çözümün adresi olarak parlamentoyu gösteriyorduk. Bugün, benim anladığım kadarıyla hem AKP hem de HDP artık 'Evet bu sorun Meclis'te çözülür...' diyor. O noktaya geldiler. Bu bizim için çok önemli bir şey."
3) Diyarbakır'da partisinin bölge toplantısında: "Adı ne olursa olsun ortada bir sorun var. Bu sorun güvenlik önlemleriyle çözülemez, Bunun çözümü için aklı egemen kılmak gerekiyor. Siyasiler güvenliğe havale etti, çözün dediler… Sorunu demokrasi ve özgürlükle çözeceğiz."
Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği "Kürt Meselesinin Yasal Boyutlarını Çözmek İçin TBMM Başkanlığı'na sundukları 27 yasa teklifi"nin bazı maddesi şöyle: 1. Demokratik temsilin sağlanabilmesi için milletvekili genel seçimlerinde barajın yüzde 3'e indirilmesi; belediye ve il genel meclisleri seçimlerinde ise barajın kaldırılması, 2. Siyasetteki dil yasaklarının tamamen sona erdirilmesi, 3. Siyasi partilere devlet yardımının tüm siyasi partileri kapsayacak şekilde adil bir hale getirilmesi, 4. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir "Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu'nun oluşturulması, 5. Geçmişte yaşanan acı ve travmaları hatırlatan isimleri taşıyan; meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park ve benzeri alanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait işletme, tesis, bina ve benzeri tüm yapıların ve kışlaların tespit edilmesi ve bu isimlerin değiştirilmesi amacıyla TBMM'de Komisyonu kurulması, 6. Adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski adları, yeni adlarıyla birlikte kullanılması, 10. Koruculara kamuda başka alanlarda istihdam olanağı getirilerek, koruculuk sisteminin kaldırılması, Teröristbaşı APO ile 30 Ekim 2012 AKP Kongresinde dağıtılan 63 maddelik manifestodan kopyalandığı anlaşılan CHP teklifini lütfen okuyunuz. Çok önemli.