Kalem Mücadelesinde Yeni Eserler -3
Bu başlık altında bahsedilen eserlerin 1'incisi ve 2'ncisi daha önce yayımlandı. Üçüncüsü ise Emekli Jandarma Tuğgeneral N. Erhan Patır'ın "Mehmetçik Olabilmek" kitabıdır. 1965 yılında Aksaray'da...
Bu başlık altında bahsedilen eserlerin 1'incisi ve 2'ncisi daha önce yayımlandı. Üçüncüsü ise Emekli Jandarma Tuğgeneral N. Erhan Patır'ın "Mehmetçik Olabilmek" kitabıdır. 1965 yılında Aksaray'da doğan Erhan Patır, 1986 yılında Jandarma Teğmen olarak Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu, değişik askeri birliklerde eğitim ve kurs gördü. 1988'de Cudi Dağı'na 'Giriş kapılarından biri' durumundaki Kösreli Vadisi'ni kontrol eden 2'inci Jandarma Komando Bölüğü'nde Tim K. olarak göreve başladı. Böylece 1984'de saldırıya geçen PKK terörünün yoğunlaştığı bu yıllarda ve yerlerde Cudi'de göreve başladı, 2012'de yine Cudi'de emekli oluncaya kadar aralıklarla da olsa devam etti.
"Mehmetçik" şuuru
Yazarımız kitabın adını neden "Mehmetçik Olabilmek" koyduğunu, anlamı ve tarihi boyutuyla, heyecanla ve inançla açıklıyor. O'nun için "Mehmetçik" kavramı bir şuur, bir kimlik ve bir ruh halidir; hayat tarzımız ve temel değerimizdir. Her Türk "Mehmetçik" der, ama bir ezberi tekrarlıyor gibidir. Kitap okununca yazarımızın bölücü terörle mücadelenin her noktasında "Mehmetçik ruhuyla" mücadele ettiği görülecektir. Nitekim Patır; "Mehmetçik olabilmek, olamıyorsak onu canı gönülden sevebilmek, nasıl bir mutluluk sebebidir, keşke tam olarak anlayabilseydik. İşte o zaman 'Şehitlik-Gazilik' unvanlarından sonra en büyük unvanın o olduğunu kavrar ve sonsuz şükürler ederdik. Unutma! Teskere aldığın, emekli olduğun gün ASKERLİK bitebilir. Ancak MEHMETÇİK olabilmişsen, onun teskeresi, emekliliği yoktur. O ancak son nefesini verince biter." diyor.
Çadırlı üs bölgesinin şartları
Bölükte şartlar şöyleydi: "Çadırlı üstte yemek ve ekmek, mutfak çadırı ile taş-çamur kullanılarak yapılmış küçük bir barakada erlerin gayretiyle ve çok zor koşullarda hazırlanıyordu. Banyo yoktu. Köyün içinde bulunan Jandarma Karakolu'nun banyosu sıra ile kullanılıyordu. Çamaşır ve elbiselerin yıkanması da, fırsat oldukça aynı şekilde yapılıyordu… İçmek için su yarım tonluk su römorkunun her gün köy çeşmesinden doldurularak getirilmesi ile sağlanıyordu. Bu su, içmeye, yemek ve ekmek yapımına ancak yetiyordu. Çadır tuvaletlerin kullanılması sonrası el yıkama, her sabah el-yüz yıkama, tıraş olma için su ihtiyacı, Kösreli Vadisi'nde akan sular ile sağlanıyordu.
Mehmetçikler koğuş olarak kullanılan büyük çadırlarda ve kampet dediğimiz yerden 30 cm yükseklikte kalın bezden yapılmış, vücut genişliğindeki yataklarda, uyku tulumu içinde uyuyorlardı. Dolap ve silahlık olmadığı için eşyalar çantalarda, silah ve teçhizat kampet altında duruyordu."