Üç önemli olay
Ülkemiz bir ay içinde üç önemli olay yaşadı. Sondan başlarsak birincisi 30 Ekim'de ihmallerle ve acılarla dolu İzmir depremi, ikincisi 11 Ekim'de bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti...
Ülkemiz bir ay içinde üç önemli olay yaşadı. Sondan başlarsak birincisi 30 Ekim'de ihmallerle ve acılarla dolu İzmir depremi, ikincisi 11 Ekim'de bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ümit verici sonuca ulaşılması ve üçüncüsü ise 27 Eylül'de Ermenistan'ın haydutluğuna, kanlı saldırılarına ve toprak işgalciliğine kardeş Azerbaycan'ın yeter diyerek askerî ve siyasî başarılar kazanması.
Bu üç olayı biraz açalım:
Depremin çaresi vardır ve kolaydır.
Türkiye'nin deprem kuşağında olduğu, büyük Marmara depreminde ve sonrasındaki depremlerde çok büyük can ve mal kaybına uğradığımız, dayanılmaz acılar çektiğimiz tekrar tekrar anlatılmaktadır. Yine her defasında gördük ki, yeterli sayıda bilim adamımız, tecrübemiz ve mali imkânımız da var. Bütün bu faciaların neden yaşandığı, neden diğer ülkelerde böyle durumların olmadığı, ilmin ve tecrübenin ışığında açıklanarak ilgililer uyarılmaktadır. Her şey mahvolduktan sonra, yeni bina inşasının çare olmadığı da malumdur. Bütün bunlara rağmen neden önceden tedbir alınmıyor? Etkili ve sürekli DENETİM neden yapılmıyor? Neden deprem bölgesindeki binalar elden geçirilerek yıkılması veya sağlamlaştırılması gerekenlerle ilgili tedbirler alınmıyor. "İnsanları deprem değil binalar öldürür" gibi sorumluları gizlemeye yarayan boş laflardan kaçınmalıyız.
Bize göre bu ağır sorunun çaresi de, yetkilileri de, sorumluları da bellidir.
Yirmi yıl içerisinde meydana gelen bütün depremlerde, sorumlular bugünkü konuşmaları aynen yaptılar. Günümüzün gerçekleriyle yüzleşmek yerine geçmişteki depremleri siyasi tartışma konusu yapmak sorumluluktan kaçmaktır. Devlet adamlığına yakışmaz.