ABD’nin kalleş yüzü

Türkiye Afrin harekatı ile ABD ve batının kendi başına örmeye çalıştığı çorabı yırtarken her cephede savaşmak zorunda. Çünkü karşımızda mert ve açık bir oyun yok. Hiçbir kuralın olmadığı, her türlü oyunu oynamaya ve oynarken de kaybedeceği çok şeyi olmayan bir düşmanlar güruhu var karşımızda. Birinci dünya savaşında İngiltere nasıl bir rol oynamış ise bugün için ABD aynı pozisyonda İngiltere’ye ilave olarak ise daha kaba ve daha küstah bir anlayış içinde. Tıpkı kovboy geleneğindeki gibi. Elinde silah olan güçlüdür.

Türkiye’nin Afrin’e başlattığı harekat ile bir anda abondene olan ABD kendi içinde belirsizlik stratejisine geçti aslında. ABD’nin her alanda taktiği her türlü gelişen olaylar karşısında duruma adaptasyon sağlamasıdır.

ABD’de Afrin harekatı sonrası meydana çıkan çok seslilik ben dâhil Türkiye’de bütün herkesi sevindirmişti. Afrin harekatı ile planları hakikaten bozulan ABD’nin enteresan bir özelliği her duruma karşılık geliştirdiği kuralsızlık stratejisidir. Belirsizlik stratejisi ile sanki kafası karışan ABD’de her güç odağının farklı tavır sergilediği zannediliyor. Oysa ABD’nin bu davranışı gelişen yeni olaylara göre net tavrını belirlemek için zaman kazanmaktan başka bir şey olmadığı görülüyor. Bizlerin aldanıp ABD’nin köşeye sıkıştığı algısına kapılıp oluşturacakları yeni stratejiyi gözden kaçırmamızı hedeflemektedirler.

Bu hafta içinde yağmur gibi ülkemize gelecek olan ABD yetkililerinin hiçbir tavrı bizi etkilememelidir. Başkan dâhil ne Pentagon’un ne CIA’nin, ne FBİ’nın ne Dışişleri’nin, nede Merkez Kuvvetler Komutan’lığının bizlere sergileyecekleri tavırları aldatmasın. ABD’nin gerçek hedefi bellidir. 1991’den bu yana Kuzey Irak’ta oluşturduğu ve adına Çekiç Güç denen 36. Paralel uygulaması ile başlatılan strateji devam etmektedir. Şimdi 36. Paralel’in Akdeniz’e ulaşan boyutu yaşanmaktadır. Ana hedef 36. Paralel güzergahında İran’ın petrol kaynaklarından başlayarak hatta Ortaasya bölgesinden İran üzerinden Kuzey Irak hattı ve Suriye’nin Kuzeyinden oluşturulacak bir enerji koridorudur. Kürtler zannetmesin bu hatta onlara yedirecekler. İran’ın hedefi safi mezhep birliği mi? Hayır ABD ile düşman kardeşliği üzerinden enerji koridoru ortaklığıdır. Yoksa ABD gibi Suriye’de yıllardır rejimle neden içli dışlı olduğunu sanıyorsunuz? Askerlerini Suriye’ye neden konuşlandırdığını düşünüyorsunuz? Zaman zaman ABD ile girdikleri it dalaşına aldanmayın. İran’ın iki de bir Afrin harekatı konusunda ABD ile paralel söylemleri boşuna değildir. PKK ve PYD’nin ısrarla Sünni Şafi Kürtlerin çocuklarını bilerek toplayıp imha ettirmesinin altında öyle devlet kurma amacı yoktur. ABD’nin yarın başlarına bela olacak Sünni Şafi Kürtleri imha planı vardır. Bu planı ise devlet vaadi ile örterek gerçekleştirmektedir.   Türkiye bunu görmüştür.

Şu unutulmasın önümüzdeki günlerde ABD çok sıkıştığında bir anda NATO’yu devreye koyarak Suriye’de etkin olmasını sağlayabilir. Bu kapsamda Türkiye’nin etkinliğini kırmak isteyecek ve Türkiye’yi NATO ile karşı karşıya getirmek isteyecektir. Bu ihtimal çok uzak değildir.

Türkiye hızlı bir şekilde gelinen noktada durum değerlendirmesine geçmelidir. Bugün için Afrin harekatı ile toplumsal destek çok yüksektir. Oluşan toplumsal destek ABD’yi korkutmaktadır. Bu nedenle çareler aranmaktadır. Sosyal medya paylaşımları, araştırmalar, medyanın tutumları teker teker analız edildiği bilinmektedir. Bana ulaşan bilgilere göre Afrin harekatın sonrası oluşan toplumsal destek ile uluslar arası desteğin boşa çıkarılması için önemli stratejilerin belirlendi. Halkın vatan sevgisi ve milliyetçi duyguları hızla farklı algı olarak kullanılacaktır.