ABD’nin tutumu ömrünü kısaltıyor
ABD ile yaşadığımız gerginliğin akıllara durgunluk verecek mantık dışı tarafları var. ABD adeta dünyanın eşkıyası gibi davranıyor. Kovboy filmlerinde izlediğimiz karakterler ABD yönetim...
ABD ile yaşadığımız gerginliğin akıllara durgunluk verecek mantık dışı tarafları var. ABD adeta dünyanın eşkıyası gibi davranıyor. Kovboy filmlerinde izlediğimiz karakterler ABD yönetim anlayışına tam uyuyor.
Önce Rıza Zarraf olayında sıkıştırmaya çalıştığı Türkiye’yi iki yılı aşın süredir tutuklu mahkûm Rahip ile tekrar deneme sevdasına tutulmuş. Rahip olayında ABD’nin bir anda telaşlanmasını gerektiren gelişmeler neler çok iyi bilinmiyor. Ama çok ciddi endişeler var ki gerginliği arttırdılar. Oysa Rahip Trump’tan önce Obama döneminde tutuklandı. Tutuklandığı günden bu yana açıktan çok ilgilenmeyen ABD şimdi Başkan düzeyinde ve yaptırım uygulayacak derecede telaşlanıyor. Tutuklanma gerekçesi ortada; darbe, FETÖ ve PKK’ya yardım. Güneydoğu’da Kürtleri ayaklandırma.
Tüm bunlar ortada iken ne yapacaktı Türkiye? Kendi topraklarında, kendi ülkesinde buyurun rahat rahat çalışın, istediğinizi yapın, istediğiniz gibi hareket edin. Biz zaten özgürlükler ülkesiyiz mi? diyecekti.
Türkiye bölgede varlık savaşı verdiği bir ortamda her yaptıkları hareketle bizi zayıflatan ülkelere müsaade mi edecekti. Ortada şöyle bir gerçek var; batı dediğimiz İngiltere, Fransa, Almanya, ABD ve Rusya kendi topraklarının çok ötesinde dilleri ayrı, dinleri ayrı, kültürleri ayrı insanların yaşadığı bölgelerde. Silah zoru ile bu bölgelerin yer üstü ve yer altı bütün varlıklarına el koyma derdinde. 100 yıldır da sömürüyorlar. Şimdi ise adeta işgal etme derdine düşmüş durumdalar. Onlar 14 bin kilometre, 10 bin kilometre, 5 bin kilometre öteden akbabalar gibi tepemize üşüşmüş. Kendilerinde bölgenin her türlü dizaynı için hak buluyorlar. Senin topraklarını, senin yer altı kaynaklarını, senin bütün varlıklarını sahipleniyorlar.
Batı 200 yıldır önce Sırpları, sonra Rumları, sonra Bulgarları, sonra Arnavutları, sonra Hırvatları, Karadağlıları, Ermenileri teker teker kopart. Sonra 100 yıldır da dini, kültürü bir, hısım ve akraba, et ve tırnak olmuş Kürtleri koparmak için uğraş. Sonra bunu engellemek için aldığın önlemler karşısında yağız hırsız gibi ev sahibini bastıracak şekilde saldırıyor.
Bugün itibarı ile ABD Türkiye’nin varlığı ile oynamaktadır. Türkiye ABD’ye mahkûm mudur? Bugün Türkiye ABD ile bütün ilişkilerini kesse ne kaybeder, ne kazanır? Daha da güçlenir mi, yoksa zayıflar mı? Ticari ilişkilerimizde denge hangi yöndedir? Ticari ilişkilerimizi bile askıya alsak hangimiz karlı çıkar, hangimiz zararlı çıkar? ABD’nin 1943’ten bu yana İngiltere’den devraldığı imtiyazlar sonucunda Türkiye’yi ne kadar sömürmüş, bu sömürünün sonucunda Türkiye’ye ne kazandırmıştır?