Dertleri Katar Katar yükleniyorlar

Sizler bu satırları okurken, nasip olursa bizler çoktan Ankara'dan İstanbul'a oradan da Ağrı Doğubayazıt'ın yolunu tutmuş, hatta bir geceyi bitirmiş olacağız. İki akşam Doğubayazıt'ta iftar yapmak nasip olacak....

Sizler bu satırları okurken, nasip olursa bizler çoktan Ankara'dan İstanbul'a oradan da Ağrı Doğubayazıt'ın yolunu tutmuş, hatta bir geceyi bitirmiş olacağız. İki akşam Doğubayazıt'ta iftar yapmak nasip olacak. Hesap ettim geçenlerde Türkiye'de uğramadığım çok az il kalmış. Onlardan biride Ağrı ve dolayısıyla Doğubayazıt. Bu seyahatle gitmediğim illerden biri daha eksilmiş olacak.

Doğubayazıt önemli bir ilçemiz. Ticari hareketliliğin fazla olduğu, İshak Paşa Sarayı, Ahmet-i Hani Türbesi ve Gürbulak Sınır kapısının bulunduğu. Belediyeye Kayyum atanmasının ardından İnegöl Belediyesi de kardeşliği üstlenmiş. Şimdilerde Doğubayazıt Belediyesi ile İnegöl Belediyesi ‘Kardeşlik Köprüsü' çerçevesinde sıkı ilişkiler içinde. Önemli projelere imzalar atılıyor. Bizlerde İnegöl Belediyesinin öncülüğünde bir grup meslektaş ile birlikte Doğubayazıt Belediyesi ve Kaymakamlığının davetlisi olarak Ağrı üzerinden Doğubayazıt'tayız. Burada ki alacağımız notları inşallah Cuma günkü yazımızda sizlere aktarırız. Çünkü güzel işlerin yapıldığını duyuyoruz. Aktaracaklarımız duyduklarımız değil gördüklerimiz olacak.

Fakat bugünkü yazımız halen sıcaklığı devam eden Katar krizidir.  Katar krizi için deli, taş, kuyu, akıllı kelimelerini kullanmakta yarar vardır. Kırk akıllının çıkaramadığı. Aynen o durumu yaşıyoruz. Dünyanın en derin kuyularından birine geldi bir deli taş attı gitti. Şimdi dünya atılan taşın peşinde. Taşın niçin atıldığını, amacının ne olduğunu, bir hedefinin olup olmadığını önümüzde ki günler gösterecek. Görünüşte kuyuya atılan taşın gerekçesi Türkiye'ye olduğu gibi dünya da kimseye inandırıcı gelmedi. Tam tersi gerekçeleri ortaya koyanları ilerleyen zamanda zor duruma sokacak ithamlar bumerang gibi kendilerine dönecek gibi.

Yaşanan bu krize neden olan ülkelerin ABD mandası diyebileceğimiz bir konumda olmaları zaten dikkat çekiyor. Trump'ın Katar Emir'ini Beyaz Saray'a çağırması, oyunun ne kadar basit kurgulandığını gösteriyor aslında. Katar Emir'inin yaşanan olaylar karşısında hemen geleceğini mi sandı bilmiyorum.

Şöyle bir soru sormak gerekir. Eğer ABD Katar'a çeki düzen vermek istiyor ise o takdirde bu ülkeye daha esaslı bir yaptırım uygulaması gerekmiyor muydu? Çünkü Katar için uygulanan abluka fiziki sınırları olan Suudi Arabistan, BAE, Yemen, Bahreyn, acısından tamam. Ama Mısır gibi ülkeler açısından neyi ifade eder? Hele hele Libya ve Yemen gibi yönetimlerin meşruiyeti bulunmayan ülkelerin bu işin başlangıcın da olması tam bir garabet.

Aslında ABD'nin Katar'ı sıkıştırmak için Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE, Mısır, Yemen ve Libya gibi ülkelere muhtaç kalması dikkat çekici değil mi? Hele hele Libya ve Yemen'in işin içinde olması bu konuda ABD'nin ne kadar aciz olduğunu göstermesi açısından daha önemli bence.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil 14 Aralık 2018 | 5.470 Okunma Sağlam sistem, güçlü gelecek 02 Eylül 2018 | 5.891 Okunma Ekonomi-Kriz ve Yerel seçimler 31 Ağustos 2018 | 4.675 Okunma Ankara koridoru 26 Ağustos 2018 | 4.589 Okunma Dinamik toplum güçlü Türkiye ve Bayram 24 Ağustos 2018 | 6.604 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar