Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil

Bugünlerde iç siyasete, hatta aday adaylığı nedeniyle lokal Balıkesir siyasetine haddinden fazla eğildik. Gerçi Balıkesir siyasetinde dönen entrikalar, dolaplar Türkiye geneli siyasetinde dönmez. Balıkesir siyasetinde ayakta kalanda Türkiye siyasetinde varlığını rahat devam ettirir. İşin garibi Balıkesir siyaseti partiler arasında yaşanmaz. Partilerin kendi içinde yaşanır. Hem de bir birini imha derecesinde ve hiçbir şekilde sanki seçimlerde o taban o taraf lazım olmayacak gibi. Alışık olmadığımız derecede kuralı yoktur. Belden aşağı kuralı işler. Ahlakı yoktur. Kısaca hedefe ulaşmak isteyenlerde her şey mubah gözükür.  Bu sadece bir parti için de geçerli değildir. Bütün siyasi yapılarda vardır. Gruplar arası ittifaklarda bir gecede değişebilir. Bu nedenle de zaman zaman tabanlar ciddi ders verir siyasi partilere ama anlayana. Parti genel merkezleri de karşıdan seyreder.

31 Mart öncesi de benzeri görülmemiş yine partiler arası değil, partiler içi korkunç bir mücadele yaşanıyor. Bir birini imha derecesinde bir mücadele. O nedenle Balıkesir siyasetini 31 Mart’ta nasıl bir tablonun beklendiğini tahmin etmek çok zor. Zaten sizler bu satırları okuduğunuz sıralarda belki bu satırların yazarının Bigadiç Belediye Başkan Adaylığı için çıktığı yolda durumu neticelenmiş olur. Kurtlar sofrasından parçalanmadan çıkabilirsek.

Dedim yap iç siyasete fazla gömüldük. Ama ne dünya durduğu yerde duruyor, ne de çevremizde olup bitenler Türkiye’de yerel seçimler var deyip tatile giriyor. Afrin Harekâtı’nın birinci yılına yaklaşmak üzereyiz. Afrin Harekâtı ile Türkiye’nin elde ettiği başarı dünyayı şaşkına çevirmişti. ABD neye uğradığını anlayamadan uzun süre kendine gelememişti. Fakat sonradan Türkiye ile masaya oturarak özellikle Münbiç ile ilgili oyalama taktiklerine başvurdu. Bugüne kadarda oyalama taktiklerini sürdürdü. Türkiye’de sabırla ABD’nin taktiklerini not etti. Uyardı. Şimdi anlayacağı dile doğru Türkiye yol alıyor. Türkiye’nin blöf yapmadığını anladığında ABD için çok geç olacağa benziyor. Münbiç’te Türkiye’yi oyalarken Türkiye’nin bölgede farklı bir yapılanma planlarına giriştiği unutulmamalıdır. ABD açısından zaman kazanma ne kadar önemliyse Türkiye açısından bu zamanı lehine çevirme o kadar önemlidir. Şimdi ABD kurduğu bütün askeri üstleri bölgede Türkiye’ye tıpış tığış bırakmak zorunda kalacağını göreceğiz. Nasıl ki PYD-PKK ya gönderdiği 5 bin tır silah ellerinden uçtu ise…?