Kimin nereye çalıştığını kestirmek zordur

Bugün bayram. Öncelikle 30 Ramazan boyunca bu ruhu yaşayan, hissedenler başta olmak üzere bütün Müslümanların bayramını kutluyorum. Bir asrı geçen süreden beri yüzü gülmeyen İslam aleminin  artık huzur ve sükunete kavuşmasına vesile olmasını diliyorum. Huzur ve rahmet ayı Ramazan'da bölücü terör örgütünün ülkemizde ki son çırpınışlarına mukabil yine kaç ocağa ateş düştüğü sayamadık. Rabbim o şahadet şerbetini içen yiğitlere bizleri layık eylesin. Kederli ailelerine ve milletimize sabır versin.

Bayram günü sizleri lüzumsuz, faydası olmayan tartışmalarla meşgul etmek istemem. Fakat sosyal medya aracılığı ile birkaç gündür gördüğüm bir araştırma sonuçları bahane edilip üzerinden yaratılmak istenen algı operasyonuna Hürriyet'in büyük kaptanı Ertuğrul Özkök'ün dâhil olması dikkatimi çekti. Yazısı ‘Hani nerede o cami cemaati' başlığını taşıyor. Mal bulmuş mağribi gibi bir araştırmanın üzerine atlayıp, kendince o araştırmadan çıkarımlar yapmış. Tam bir algı operasyonu. Hürriyet her ramazan döneminde alışkanlığını bozmuyor. Mutlaka önemli bir kısmı asparagas nitelikte ki oruç, namaz karşıtı haberlere imza atarlar. Çoğunda da eğer olay bulunamazsa ya kara bir çarşafı giydirirler o görüntüler eşliğinde fotoğraflarlar, ya da sarıklı birilerini bulurlar olay yaptırırlar. Her yıl böylece Ramazan ayında algıyla birlikte birinci sayfa haber ihtiyaçlarını giderirler. Ramazan ayı içinde otobüste, dolmuşta veya sokakta caddede yaşanan olayları tesadüfî zannetmeyin. Mutlaka altlarını araştırsanız başka sonuçlara ulaşacaksınız.

Bir kaç gündür bir araştırma üzerinden bir tartışma çıkarılıyor. Gayesi gündemde yer almaktan başkan derdi olmayan bazı tipler vardır. Mümkün olduğu her yerde boy gösterme derdindedirler. Onları ya bir televizyon ekranında ya da bir gazete köşesinde lüzumlu lüzumsuz bir konuda karşınız da görürsünüz.  Ramazan'ın son günlerinde Müslümanlık, namaz, oruç, cami gibi bir konuda ki araştırma değişik medya kuruluşlarında haber olarak görüyorum. Önce Yeniçağ'da rastlamıştım. O gazetede araştırma haber verilirken künyesi gözüme çarptı. 5 bin kişinin üzerinde Türkiye genelinde 40'ın üzerinde il 150'nin üzerinde ilçede yapıldığı bilgisi veriliyor. Dikkatimi çekti. Firmanın araştırmayı kendi mali imkânları ile yaptığı ifade ediliyor. Bu bilgilerin devamında firmanın üstüne basıla basıla ‘AKP'ye yakınlığı ile bilinen' deniliyor.

Araştırma piyasasını herkes den iyi bilirim. Sözü edilen ismi bugün değil ilk defa 2012 yılında memleketimde ilgisiz şekilde ‘Başbakan'ın müşaviri' unvanını kullanarak bir termal tesiste konaklaması dolayısıyla duymuştum. Bilgi gelince araştırdım. Başbakanlık'ta o isimde bir müşavir veya danışmana rastlayamadım. Sonra ki aşamada o ismin bir dönem Ankara'dan Milletvekili Aday Adaylığı yaptığını öğrendim. Daha sonra ise AK Parti Genel Merkezi'ne yakın AK Plaza'da 2 bin dolara büro kiraladığını duydum. Daha sonra ise bu plazandan mali nedenlerle ayrıldığını öğrendim. Bir veya iki kez karşılaştım. Uzun boylu sohbetim olmadı. Olmasını da istemedim. Sadece şunu bilirim bir iki televizyon kanalında yorum için çağrıldıktan sonra hemen yayın sorumlularının aranıp bu isminde çıkarılmasının istenmesi dikkatimi çekmişti.

Her seçim öncesi seçim sonuç tahminleri yaptığına şahit oluyoruz. Medya da böylece boy gösteriyor. Gündemine göre her konuda bir araştırma sonucu yayınladığı görülen piyasada buna benzer araştırma firması duyarsınız. Araştırma işi pahalı bir iştir. Her araştırma firması kolay kolay kendi cebinden araştırma yapıp ‘Zırt-pırt' açıklama yapmaya mali durumu imkân vermez. Gerçek manada sahaya inilmesi durumunda maliyetini mutlaka bir kurum veya birinin karşılaması gerekmektedir.

Söz konusu haber ve köşelere konu olan araştırmanın nasıl yapıldığının detaylarını bilmiyorum. Fakat sonuçlardan ve zamanlamasından hareketle Ertuğrul Özkök ve Fatih Altaylı'nın bu araştırmayı bahane ederek yaptıkları yorumlardan çok kullandıkları ‘AKP'ye yakın araştırma şirketi' tabirini midemi bulandırdı. Çünkü Ertuğrul Özkök'ün 2004 yılında Balyoz Darbe girişimi sırasında Hürriyet bünyesinde oluşturduğu ‘İrtica masası' dâhilinde camialarına küskün bazı gazetecilere ulaşarak ‘Sizin bir şey yapmanıza gerek yok. Biz zamanı geldiğinde sizin adınıza haberleri yazarız' maalinde transfer etme gayretleri aklıma geldi. Hatta o dönemde bu maksatla transfer ettikleri iddia edilen bir isim halen o camiada kalem sallamaya devam ediyor.