Restorasyon değil yeniden inşa gerekiyor
Türkiye'de bütün gelişmeler bir biri ile bağlantılıdır. Zincirleme bir birini tetikler. Yaşadıklarımız hep bunu gösteriyor. Ne ekonomideki gelişmeler siyasetten, ne siyasetteki gelişmeler sosyal yapıdan, ne sosyal...
Türkiye'de bütün gelişmeler bir biri ile bağlantılıdır. Zincirleme bir birini tetikler. Yaşadıklarımız hep bunu gösteriyor. Ne ekonomideki gelişmeler siyasetten, ne siyasetteki gelişmeler sosyal yapıdan, ne sosyal yapı dünyadaki trendlerden bağımsız değildir.
Ankara'da oturup etrafı gözlemlemek olup bitenleri ve gelecek perspektifi görmemize yetmiyor. 1990'lı yıllarda çalışırken maaş artış dönemiydi. Beklediğimiz artışı alamayınca yöneticilerden enteresan bir savunma geldi. Bir yönetici adeta yeterli artışın yapılmamasına mazeret olarak “ Senin kendini nasıl gördüğün önemli değil, başkaları nasıl görüyor? Asıl önemli olan o dur” diye. Tabii aylar sonra bu yönetici “Nasıl gidiyor?” diye sorduğunda “Benim nasıl gittiğimi bilmemin ne önemi var. Asıl siz benim nasıl gittiğimi düşünüyorsunuz?” diye cevap vermiştim. Şimdi sizin nasıl gittiğinizi düşünmeniz değil milletin sizin nasıl gittiğini düşünmesi önemli.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Olağanüstü Kongre ile tekrar AK Parti'ye Genel Başkan olunca partinin her kademesinin yeniden yapılanması ve toplumun beklentileri doğrultusunda değişim süreci başlattı. Şimdi il-ilçe kongreleri için takvim ve süreç başladı. Fakat öncesinde olan delege seçimleri değişim ve dönüşüm beklentilerine yeterli cevabı vermekten uzak kaldı. Aslında değişim ve dönüşümün temelleri bu aşamada daha etkin ve daha sağlam atılması gerekiyordu. İlçelerde başkanları seçecek delegeler ‘Sen-ben-bizim oğlan' anlayışını aşamadı. Böyle bir delege yapısı ile il ve ilçe kongrelerinde milletin beklediği değişim ve dönüşüm ne kadar karşılanabilir?
Sahada dolaşmaya devam ediyorum. Ailecek 2 hafta önce Ankara'dan çıkarak indiğimiz saha gözlemlerimiz sürüyor. Bu süre içerisinde Bursa- Balıkesir, ardından Türkiye'nin en uzak yeri Doğubayazıt hattı ve tekrar Balıkesir hattında ki gözlemlerimiz devam ediyor.
Doğubayazıt'tan Bursa'ya, Bursa'dan Balıkesir'e ve irtibatta olduğum bütün her yerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partideki metal yorgunluğu ve yerel yönetimlere yönelik eleştirilerinin toplumsal önemli bir karşılığı var. Toplumsal bir umudu da beraberinde getiriyor. Beklentiler çok yüksek.
Fakat izlenimlerime göre hiçbir belediye başkanı hiçbir parti yöneticisi ve hiçbir AK Partili bürokrat Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözlerini kendi üzerine alıp muhasebeye girişmiyor. Herkes kendinin dışındakilere bakıyor ve Erdoğan'ın bu sözlerini rakiplerinin üzerine gitmek ve ekarte etmek için bahane aracı olarak görüyor. Toplum da bunun farkında ve ibretle izliyor. Gönül isterdi ki partinin en küçük neferinden en büyük yöneticisine kadar her kademesi kendine çeki düzen versin ve koyulan teşhislerin muhataplarının kendisi olduğunu kabul etsin.