Arabuluculuk kanunu

İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Getirilen düzenleme ile bundan böyle işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk sistemi zorunlu olacak. Yani, işçinin...

İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Getirilen düzenleme ile bundan böyle işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk sistemi zorunlu olacak. Yani, işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin gibi işlemleri için, işverenin de alacak ve tazminat işlemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvurması zorunlu hale getirildi. Öncelikle arabulucu, taraflar arasında çekişmeye konu olan mevzuyu çözüp tarafların anlaşarak bir orta yol bulmasını sağlayacak, ancak bunu başaramaması halinde konu mahkemeye intikal edecek. Yalnızca iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi, manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili rücu davalarında, arabuluculuk şartı aranmayacak.

Arabulucunun rolü, tarafların aralarındaki uyuşmazlık noktasını teşhis etmek ve her iki tarafın menfaatlerini tespit ederek olaya bakışlarını netleştirmektir. Arabulucu bu konularda sağlıklı değerlendirmeler yaparak tarafların çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Dikkat edilirse arabulucu burada hakimin karar verici rolünü oynamaz, tarafların birbirlerini anlayarak kendi çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlar.

Eğer bu yasal düzenleme beklendiği gibi zemin bulur toplum nezdinde kabul görürse mahkemelerimizin iş yükü oldukça hafifleyecek ve mağduriyetler belirgin şekilde azalacaktır. Hatırlanacağı üzere “Arabuluculuk Kanunu” beş yıl önce yürürlüğe girmiş ancak son düzenlemede bulunan zorunluluk şartı konmamıştı. Bireyler alışkanlıklar üzerinden hareket ederek önce eş dostun tavsiyesiyle bir avukat bularak vekaletini vermekte, ardından dava açılarak mahkeme safahatı başlamaktadır. Yargı sistemimizin içinde bulunduğu yapısal nedenlerden bu safahat en az 1,5 – 3 yıl sürmektedir.

Kanunun yürürlüğe girdiği bu beş yıllık zorunlu olmayan uygulama göstermektedir ki, işçi – işveren davalarında mahkemeye intikal etmeden arabulucuya gidildiği durumlarda netice alınmaktadır. Arabulucu ile sorun çözülürse, mahkemelerde yıllarca süren davalar birkaç hafta gibi kısa sürelerde sonuçlanacak ve davacılar tazminatlarını alabilecekler.

Taraflar üzerinde anlaştıkları arabulucuyu Arabulucular Daire Başkanlığının resmi web adresinde yer alan güncel arabulucular listesinden seçebilirler. Arabulucuya ödeyecekleri ücret ise anlaşılan piyasada belirlenecek. Her yıl için arabuluculuk asgari ücret tarifesi belirleniyor. Ancak bu tarife, alt sınırı belirliyor, daha yüksek ücretler istenmesine engel teşkil etmiyor. Mesela 2017 yılı için arabuluculuk asgari ücret tarifesi taraf başına, ilk görüşmede 1-3 saat arası 120TL, takip eden her saat için 60TL olarak belirlenmiş.

Bütün bu teknik hususları belirttikten sonra kanunun bir muhasebesini yapacak olursak ortaya bir olumlu bir de olumsuz tablo çıkmaktadır. Önce olumsuz kısmından başlayalım. Genellikle iş davalarında hakkı yenen, mağdur olan, kıdem tazminatı kesilen, izin hakkı kırpılan vs. işçi olmaktadır, işverenin hak kaybına uğradığı durumlar nadirattan. Bu durumda işçinin kendisine yasal olarak tanınmış bir hakkını elde etmek için arabulucuya müracaat etmesi en baştan hakkı olan alacağın bir kısmından vazgeçmesi anlamına geliyor. Hadisenin bu veçhesi tam manasıyla “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” kabilinden. Ayrıca pazarlık gücü fazla olanın(ki burada işveren) avantajlı olacağı bir uzlaşma süreci olacağı da aşikar. Olumlu kısmı ise mahkeme yolunun tercihi durumunda çok uzun olan süreçlerin arabuluculuk sisteminde oldukça kısa zamanda çözülmesidir. Tabii buna bağlı olarak da mahkemelerin iş yükünün hafiflemesi muhtemel olumlu sonuçlardan sayılmalıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye ve AB ilişkilerini yeniden düşünmek 31 Ağustos 2018 | 4.337 Okunma ABD'nin kanlı eli 17 Ağustos 2018 | 4.163 Okunma Bedelli askerliğin düşündürdükleri 10 Ağustos 2018 | 6.222 Okunma YKS sonuçlarının düşündürdükleri 03 Ağustos 2018 | 4.255 Okunma Doğal afetler ve iklim değişikliği 27 Temmuz 2018 | 208 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar