Dosdoğru bir adam: Osman Nuri Koçtürk(1)
Ülkemizde radyonun hâkim olduğu, televizyonun henüz bilinmediği 60’lı yıllarda bir konuşmacı Türk halkının tarhanayı sık tüketmesini tavsiye ediyordu. Besleyici, dayanıklı ve ucuz milli besinimiz tarhana...
Ülkemizde radyonun hâkim olduğu, televizyonun henüz bilinmediği 60’lı yıllarda bir konuşmacı Türk halkının tarhanayı sık tüketmesini tavsiye ediyordu. Besleyici, dayanıklı ve ucuz milli besinimiz tarhana hakkında bir kitap bile yazmıştı. Çünkü süt tozunun, margarinin, Meksika buğdayının Amerikan yardımı adı altında ülkeye yağmur gibi yağdığı ve insanımızın tüketmeye mecbur bırakıldığı bu koşulların bilinçli bir sömürü planının safhaları olduğunu iddia ediyordu. Biyokimya doktorasını yine o yıllarda almış olan veteriner hekim Osman Nuri Koçtürktür bahsettiğimiz konuşmacı ya da namı diğer Tarhana Osman.
1917 İzmir Karşıyaka doğumlu Osman Nuri askeri veteriner olarak 1942 yılında mezun olur. Üsteğmen rütbesiyle Midyat sınır alayında bir müddet vazife yaptıktan sonra Askeri Veteriner Akademisinin açtığı sınavı kazanarak atandığı asistanlıkta üç yıl çalışarak Biyoanalitikkimya uzmanı olur. Milli Savunma Bakanlığı tarafından 1949 yılında “ABD ordusunda beslenme” konulu çalışmalar yapmak üzere ABD’nin Missouri ve Columbia üniversitelerinde bulunur. Bilhassa mısır ve soya fasulyesindeki besin öğeleri üzerine çalışmaları bilimsel dergilerde yayınlanır. Dört yıllık bir araştırma döneminin ardından yurda dönerek ordu beslenmesi hakkında sunduğu tez ile müşavir veteriner unvanını alır. 1956 yılında Bakanlar Kurulu kararı ve görülen lüzum üzerine 1961 yılına dek çalışacağı yeni kurulmakta olan Et ve Balık Kurumu emrine verilir.
ABD’de geçirdiği yıllar bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin büyük ölçüde beslenmeye bağlı olduğunu anlamasını sağlamıştır. Çözümlemesini şöyle yapar:
“Çok basit bir şekilde izah edilmek istenildiği takdirde, insan gücünün kaynağının yiyecek maddesi olduğunu söylemek kabildir. Makine, kömür ve petrol gibi yakıtlarla harekete getirilirken, insanda yiyeceklerde bulunan potansiyel enerjinin insan vücudundaki mekanizma tarafından kullanılabilir hale getirilmekte ve bu enerji, a) Kol gücü b) Entelektüel güç olarak ortaya konmaktadır. İnsan beslenmediği ve gereği gibi beslenemediği zaman kolu ve kafası ile çalışamaz hale gelir. Beslenmenin yetersiz oluşu fertlerle; toplumları üretim olanağı bakımından da yetersiz bir duruma sokar.
Temel ihtiyacı karşılanmamış ve ekseriya nişastadan zengin ve fakat hayvansal protein bakımından yoksun bir beslenme ortamı içinde bulunan geri kalmış memleketlerde sağlığın bozuk, çocuk ölümünün yüksek, ortalama ömrün kısa, okuryazar sayısının düşük, entelektüel gücün düşük oluşunun gerçek sebebi kötü beslenmedir amma, bunu çok zaman kimse bilmez ve başka usullerle kalkınmak için boşuna çaba sarf edilir.
Çok tahıl ve az miktarda et, süt, balık ve yumurta ile beslenen toplumlarda entelektüel gücün düşük, bunun tam aksine olarak çok et ve az miktarda tahıl ile beslenen toplumlarda ise entelektüel seviyenin yüksek olduğu ve beslenme tarzının direkt ve endirekt olarak entelektüel gelişmeyi etkilediğini biliyoruz.