İşsizlik ve eğitimsizlik
OECD “Tek Bakışta Eğitim” raporunu yayınladı. Özellikle Dünyanın kaderine tesir eden 35 ülkede eğitimin durumunu göstermesi gelecek vizyonunun oluşturulması açısından önemli veriler...
OECD “Tek Bakışta Eğitim” raporunu yayınladı. Özellikle Dünyanın kaderine tesir eden 35 ülkede eğitimin durumunu göstermesi gelecek vizyonunun oluşturulması açısından önemli veriler içeriyor.
OECD genelinde lisans eğitimi alanların %23'ü iş idaresi, yöneticilik veya hukuk okumuş. Bu oran, mühendislik, imalat ve inşaatta %17'dir. Yani lisans eğitimi görenlerin %40'ı hizmet ve yapı sektörüne yönelik bölümlerde eğitim görüyorlar. Buna karşılık doğa bilimleri(Fizik, kimya, biyoloji, vs.), istatistik ve matematikte eğitim görenlerin oranı sadece %5 düzeyinde kalıyor. Bu durum, iş gücü piyasasının şimdiki zamanda hangi mesleklere ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi. Ancak raporda bir veri daha bulunmaktadır ki şimdiki zamanda değil ama en azından kısa ve orta vadeli gelecekte piyasanın hangi meslek gruplarını talep edeceğine dair işaretler taşımakta. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğe ilgi daha üst eğitim düzeylerinde(master ve doktora) artıyor. 2015'te bu alanlardan doktora düzeyinde mezun olan öğrencilerin toplam doktora mezunlarına oranı lisans düzeyine göre neredeyse iki katı. Üst eğitim düzeylerinde bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğe olan ilgi artan ölçüde inovasyon güdümlü hale gelen toplumun taleplerini yansıtmaktadır.
Raporda bulunan bir diğer ilginç veri, genç yetişkinler olarak tanımlanan 24-35 yaş aralığındaki gruba ilişkindir. Araştırma verilerine göre bu grubun yani genç yetişkinlerin önemli bir kısmı lisans eğitimini tamamlamış ancak, zorunlu eğitimin ardından doğrudan işgücü piyasasına girmek yerine kendi vasıflarını artıracak şekilde eğitim görmeye artan ölçüde eğilim göstermektedirler. Ayrıca yine bu yaş grubu içerisinde lisans derecesi olanlar kendi yatırımlarından ciddi ölçüde geri dönüş sağlamaktadırlar. Yani istihdam edilmeleri % 10 daha fazla muhtemel ve sadece orta eğitimi tamamlamış olan yetişkinlere göre ortalama %56 daha fazla kazanıyorlar. Bu gruba ilişkin olarak yapılan istatistiki bir saptama da lisans eğitimli yetişkinlerin depresyondan mağdur olmaları olasılığının az eğitimli muadillerine göre daha düşük olmasıdır.
Raporun işaret ettiği bir konu da kamu finansmanının eğitimdeki payı meselesidir. Kamunun desteği lisans eğitimine göre zorunlu eğitimde ciddi ölçüde daha yüksektir. İlk ve orta düzeylerde kamu sektörü hala finansmanın %91'ini sağlasa da lisans düzeyindeki toplam harcamaların sadece %70'ini sağlayarak hane halklarını faturanın kalan kısmını yüklenmeye itmektedir.
Raporun bizlere bildirdiği bir sorun da öğretmenlik mesleği ile ilgili. Öğretmenler eğitim sisteminin omurgasını oluşturuyorlar ancak bu meslek artan ölçüde cazibesini kaybediyor. Üstelik öğretmenlik yapan kesim her geçen gün yaşlanmakta. Genç insanları öğretmenliğe çekmekte temel bir engel, OECD ülkeleri içinde benzer eğitimli diğer mesleklerle karşılaştırıldığında öğretmen maaşlarının düşük olmasıdır.
Tek Bakışta Eğitim 2017 Raporunun genel değerlendirmelerinden sonra gelelim ülkemizin diğer 34 ülke karşısındaki durumuna. Öncelikle Gayrı Safi Yurtiçi Hasıladan eğitime ayırdığımız pay OECD ortalamasının biraz altında. OECD ortalaması 5,2 bizde 4,9 ayırdığımız pay. Diğer bir husus yukarıda bahsettiğimiz 24-35 yaş arası genç yetişkin nüfusumuzun maalesef yalnızca %30'unun yüksek öğretim görmüş olmasıdır. Lise mezunu olanlar ise sadece %24 tür. Geri kalan yaklaşık %45 lik kesim ise lise mezunu bile değil. Çok önemli bir tespit de 18-24 yaş grubunu oluşturan yaklaşık 13 milyon gençten her üçünden birinin hem okumuyor hem de herhangi bir işte çalışmıyor oluşudur.