Tamzamanlı vatandaş
Demokrasinin en çok bilinen tanımıdır, “Demokrasi Halkın Halk için Halk tarafından yönetimidir”. Bu tanım cümlesi, demokrasinin özüne ait pek çok ilkeyi barındırıyor. Evvela yönetenin asli olarak...
Demokrasinin en çok bilinen tanımıdır, “Demokrasi Halkın Halk için Halk tarafından yönetimidir”. Bu tanım cümlesi, demokrasinin özüne ait pek çok ilkeyi barındırıyor. Evvela yönetenin asli olarak halk olduğunu belirtirken yönetim aygıtının yani devletin halk için, halkın refahı ve salahı için bir araç olduğunu da vurgular. Ayrıca bu tanımda yöneten ve yönetilen tek bir “halk” kavramında birleştirilerek hizmet edilecek olanın herhangi bir ayrıcalıklı grup değil “Eşit haklara sahip vatandaşlar” olacağı vurgulanmaktadır.
Ancak çoğu zaman devlet yönetimi yukarıdan aşağıya doğru kurulup kurgulandığından demokrasi de yani bireyin sahip olduğu “Yönetime katılma hakkı” da devletin vatandaşlarına dağıttığı bir ulufe olmaktan öteye gidememiştir. Bu demokrasi anlayışı yurttaşlarından dört yılda bir seçimlerde oy kullanarak kendi adına siyasal gücü kimin kullanacağını belirlemesini ister. Açıktır ki bu anlayışın öngördüğü yurttaş pasif bir role sahiptir. Pasif yurttaş, haklarının ona sağladığı olanakların çoğu zaman farkında da olmayan devlet tarafından himaye edildiğini düşünen bir tür “Yarı Zamanlı Vatandaş” konumundadır. Kuşkusuz vatandaşların temsilcilerini seçerek seçimler vasıtasıyla tercih belirtmesi de demokrasidir. Fakat beraberinde getirdiği “Temsilin yetersizliği”, “Çoğunluğun sulta kurması” gibi sorunlar nedeniyle tabir caizse “Demokrasinin demokratikleştirilmesi” sorunu ortaya çıkmıştır. Bugün Dünyada “Katılımcı Demokrasi” henüz tam olarak olgunlaşmamış olsa bile “Temsili demokrasi”nin sorunları karşısında çözüm olarak uygulanmaya çalışılıyor.