Abdullah Gül’ün arkadaşı, Ali Bulaç’ın malı
İktisaklı olduğu birçok insan evladının yanı sıra kankası Alaeddin Kaya da FETÖ'den tutuklu.Her insan evladı bu durumda az çok mahcubiyet duyar.O duymuyor! Malum 17 – 25 Aralık 2013 yargı darbesi döneminde...
İktisaklı olduğu birçok insan evladının yanı sıra kankası Alaeddin Kaya da FETÖ'den tutuklu.
Her insan evladı bu durumda az çok mahcubiyet duyar.
O duymuyor!
Malum 17 – 25 Aralık 2013 yargı darbesi döneminde yaktığı onca kelimeden dolayı da herhangi bir “eziklik” duymadı.
“A dedi ba dedi,” bu işin içinde bir bit yeniği var, dedi; sonuçta, “Cemaat” veya “Hizmet hareketi” dediği “örgüte” (FETÖ) zerre miskali toz kondurmadı.
O kadar ki, “F. Gülen mahut yargı darbesine kalkışanların binde birini tanımaz” demesine ramak kaldı.
Zira, F. Gülen 25 Aralık'ı bilmiyordu, dedi.
Bunu da, 17 Aralık'tan sonra 25 Aralık'tan önce, Pensilvanya'dan taşıdığı mektuba bağladı.
“Hem beni posta olarak kullanıyor hem de yazdığınız mektubun daha mürekkebi kurumadan arkamdan iş çeviriyorsunuz; siz ne hain, ne düzenbaz adamsınız!..” yollu F. Gülen'e atar yapacağına, “25 Aralık'ı bilmiyordu” demek, nerden baksanız çok tuhaftı.
Mülâanesinden ananasına kadar deşifre olmasına rağmen F. Gülen hakkında “ihtimam” göstermenin nasıl bir “itimat” veya “güvenden” neşet ettiğini doğrusu bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: Sayın Abdullah Gül'ün bu muhterem arkadaşı, 15 Temmuz'dan sonra bile malum “ihtimamını” sürdürdü.
Darbecilerin rehin aldıkları Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'a, “Seni Fethullah Gülen'le görüştürelim” şeklinde teklif yaptıkları medyaya yansıdığı günlerde, “Darbenin beyni Gülen olabilir mi? Olmasa da oldu bile…” diyebildi.
Bu “ihtiyatı” halen FETÖ'den tutuklu yargılanan gazeteciler bile göstermedi.
Nazlı Ilıcak'tan Ali Bulaç'a, Şahin Alpay'dan Mümtaz'er Türköne'ye kadar hemen hepsi üç aşağı beş yukarı şunu söyledi: “Fethullah Gülen örgütü ile herhangi bir bağlantım yoktur. En son darbe olayından sonra çoğunluk gibi ben de hayal kırıklığı yaşadım. Ve o camia ile birlikte olduğumdan dolayı pişman oldum…”
Gelgelelim…
Sayın Abdullah Gül'ün muhterem arkadaşının, onca ihtimam gösterdiği Gülen hakkında, “hayal kırıklığı” ifade eden herhangi bir cümlesine hâlâ şahit olmuş değiliz.