Akşener’in Kılıçdaroğlu’nda gördüğü
Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna’nın bugünkü (23.04.2022)''Akşener’in Kılıçdaroğlu’nda gördüğü’’ başlıklı yazısı.
CHP Genel Başkanı'nın 3 ay boyunca faturasını ödemediği elektriği malumunuz kesildi.
Peki elektrikleri kesilmeseydi, daha ne kadar ücretini ödemediği elektriği kullanmayı sürdürecekti?
Kesilene kadar mı?
Anlaşılan öyle, sürgit kullanacaktı.
Sevgili Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Hanım ile 1 hafta karanlıkta oturacağını söylediğine göre, demek ki 1 hafta sonra faturayı ödeyecek.
Soru şudur:
Nasıl ki elektriği kesilene kadar kullandı, "eylemi" amacına ulaşıncaya kadar da karanlıkta kalması gerekmez miydi?
Söz konusu "eylemi" kaçak elektrik kullanmaktan farklılaştıran, yakalanınca veya elektrik kesilince de "eyleme" devam etmek değil midir?
Yanlış anlaşılmasın, maksadım, söz konusu "eylemi" itibarsızlaştırmak değil.
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun zihin dünyasındaki "kaçağı" anlamaya çalışıyorum.
Z kuşağını "tavlamak" için böyle yapmış olabilir mi? Şayet niyeti buysa, bence karavana!..
Zira malum kuşağın gözünde, elektriklerin kesilmesine neden olduğu için karanlıkta oturmaya mahkûm olan bir insan evladı "kahraman" değil, "ezik" hükmündedir.
Bile isteye karanlıkta oturmayı "fedakâr" tesmiye etmezler, "enayi" derler.
Bununla da kalmaz, "Geceliği 100 bin TL otele veriyorsun da 3 aylık 1030 TL'lik elektrik faturanı neden ödemiyorsun?" diye sorarlar.
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun zihin dünyasını gerçekten de merak ediyorum:
Vatanı için can vermeyi bile anlamakta zorlanan, amaçları eğlenmekten ibaret olan, hayatı çizgi film tadında yaşayan, diğerkâmlık nedir bilmeyen bu bencil, bu vefasız, bu hedonist kuşağı, 1 hafta karanlıkta oturmakla kendisine "borçlandıracağını" mı sanıyor?
Ne yani, "Yazık lan, bizim için 1 hafta karanlıkta kalmıştı, şuna oy verelim..." mi diyecekler?