Arda Turan Erdoğan’ın yerinde olsaydı ne yapardı?
Şansal Büyüka'dan Ersun Yanal'a kadar birçok insan evladı “veya” ile “ve” arasındaki farkı bilmiyor galiba.Hadi, “ki / de / da” ekleriyle köşe yazarlarına varıncaya değin Türk'ün...
Şansal Büyüka'dan Ersun Yanal'a kadar birçok insan evladı “veya” ile “ve” arasındaki farkı bilmiyor galiba.
Hadi, “ki / de / da” ekleriyle köşe yazarlarına varıncaya değin Türk'ün imtihanını anladık.
Neyzen Tevfik'in ağzıyla söyleyecek olursak: “Mısın, misin, musun, müsün, de, da ekleri Türklere bir numara kalın geldi ya Resûlallah.”
Tamam da…
Türkçe konuşan bir insan evladı, “veya”nın “ve”den farkını nasıl bilmez birader?
Digiturk Lig TV'de Çek maçı sonrası Ersun Yanal, “bu iş artık bitti, şimdiden Galler maçının hesaplarını yapmalıyız” derken de, Şansal Büyüka da ona hak verirken de, hep aynı farkı bilmezliğin yanılgısı içindeydiler.
Sadece onlar değil, o gece birçok yorumcu böyle söylüyordu: “İtalya veya Belçika yenilmediği takdirde biz gruptan çıkarız.”
Dolayısıyla gruptan çıkmamamızı çok düşük bir ihtimal olarak görüyorlardı.
Zira, İtalya ve Belçika demiyorlardı; İtalya veya / ya da Belçika diyorlardı; yani, ikisinden birinin yenilmemesi yeterliydi onlara göre.
Ne oldu peki?
İkisinden biri olan Belçika yenilmedi; Türkiye gruptan çıkabildi mi?
Şayet İtalya ve Belçika demiş olsaydılar, ikisinin de yenilmemesi gerektiğini gruplardaki puan durumuna, averajlara bakmaksızın herkes rahatlıkla anlayacak, kimsecikler de boşu boşuna havaya girip sonra da hüsrana uğramayacaktı.
Arda Turan ve Fatih Terim de sanırım söz konusu yanılgıdan oluşan atmosferin etkisine girmiş olacak ki, Çek maçının ardından sanki gruptan çıkmış gibiydiler.
Gerçi her ikisi de ihtiyat payını elden bırakmamışlardı. En azından, Ersun Yanal gibi kaptırıp gitmemişlerdi.