Arkadaş bu savaş başka...
Çocukluk yıllarımızda yere düştüğümüzde büyüklerimiz, "Yiğit düştüğü yerden kalkar" sözüyle teselli ederlerdi. Zaman hızla aktı ve ilk gençlik yıllarımızdaki...
Çocukluk yıllarımızda yere düştüğümüzde büyüklerimiz, "Yiğit düştüğü yerden kalkar" sözüyle teselli ederlerdi.
Zaman hızla aktı ve ilk gençlik yıllarımızdaki "yiğit" sözcüğünün yerini "bayrak" aldı. Yani, "Bayrak düştüğü yerden kalkar" darbımeseliyle bireysel motivasyondan toplumsal motivasyona geçmiş olduk.
Çok geçmeden de bunun öyle alelade söz olmadığını, bir tarih tezi veya tarih felsefesinden kaynaklandığını fehmettik. Hülasa edecek olursak, mezkûr söz, kaybedilmiş güç ve değerin tekrar aynı yerden kazanılacağının metaforuydu.
Bu metaforun İbni Haldun'dan "Krizler ve çöküşler insanlığın yeniden ayağa kalktığı zamanlardır" diyen Karl Jaspers'e kadar karşılığı vardı. Bir halkın veya toplumun düşüşü aynı zamanda yükselişin de zeminini hazırlar düşüncesindeki Hegel'in diyalektik tarih anlayışıyla da gayet uyumluydu.
Dahası, birçok tarihi hadise söz konusu "tarihsel döngünün" somut göstergesiydi. Mesela, 1. Dünya Savaşı'yla paramparça edilen Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından İstiklal...