Behey haysiyetsiz!
Böylesi durumlarda nasıl taziyede bulunulur, nasıl başsağlığı dilenir, bilemem. Lal olur kalırım. Sevgili kardeşim Prof. Harun Cansız'ın oğlu Furkan'ımız trafik kazası sonucu aramızdan...
Böylesi durumlarda nasıl taziyede bulunulur, nasıl başsağlığı dilenir, bilemem.
Lal olur kalırım.
Sevgili kardeşim Prof. Harun Cansız'ın oğlu Furkan'ımız trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldığında böyle olmuştum.
Sonra aklıma...
Aynı kaderi paylaşan Alaeddin Özdenerin'in "Kerem'in çantası" adlı Türk şiirinin en dokunaklı dizeleri gelmişti:
"Senin çantanın oğlum Bir gözünde gülücüklerin vardı
Ağlayan çocukların yanaklarına yapıştırırdın
Bir gözünde defterin vardı
Ki her yaprağında
Yıldız gibi çırpınırdı minik kalbin.
Bir gözünde üzüntülerin vardı Saklardın.
Bir gözüne de kuşlar yuva yapmıştı.
Kulpundansa Keremcik
Kedercikler sızardı.
Çantan ne ağır çantaydı."
Türk öyküsünün usta ismi Hüseyin Su (İbrahim Çelik) abimizin kızı vefat ettiğinde de dillerim lal olmuştu.
Aramaya cesaret edememiştim.
Daha sonra, Akif Emre abimin cenazesinde, Fatih Camii'nde sarıldım Hüseyin Su'ya.
Bir şey söyledim mi, söyleyebildim mi, bilmiyorum.
Acı üstüne nasıl bir acıdır bu ya Rabbi!
Birkaç gün evvel de Ersin Çelik'in 7 yaşındaki kızı Ecrin Çelik trafik kazası sonucu bu kirlenmiş dünyadan meleklerin kanatlarında uçtu dâr-ül-bekâya.
Titreye titreye aradım Ersin'i.
Hayatımın en zor telefonuydu.
Yüreği kanayan bir babaya ne diyecektim?
Rabbim sabır versin, inşirah versin. Görünmez ordularıyla merhem olsun yaralarına...
Sosyal medya soysuzları, psikopatlar çemkirdiler yine.
"Allah'ın sopası yok işte" veya "Büyüseydi babasından utanacaktı" gibi müstekreh twitler attılar.
Milliyet'ten Özay Şendir arkadaşımız haklı olarak isyan etti.