Çağrılmayan Kemal

Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna'nın bugünkü (04.02.2022)'' Çağrılmayan Kemal'' başlıklı yazısı.

Sevgili Kılıçdaroğlu'nun "Ben Kemal. Geliyorum!" diye parti merkezine astırdığı eşek kadar flama sizi bilmem ama beni çok etkiledi.
Hatta, "Gelse de bitse..." derken buldum kendimi.
Gerçi, "Geliyorum" kelimesinin sonuna koyduğu "ünlem işareti" içimde her an gelmeyebilir gibi bir his uyandırmadı değil.
Kafam karışık; gerçekten de gelecek mi, gelecekse ne kadar gelecek, emin değilim.
"Ne kadar gelecek" derken, yanlış anlaşılmasın, seçimden yüzde kaç oranında oy alarak gelecek demek istemiyorum.
Seçim yüzdesinden değil, yetki yüzdesinden bahsediyorum. Hani Davutoğlu seçilecek cumhurbaşkanını eşit oranda yöneteceğiz demişti ya, onun için.
Sanırım gelirse de 7'de 1 oranında gelecek. Zira, masanın herkese malum sır mesabesindeki ortağı HDP ile birlikte 7 ortağı var.
Tövbe Yarabbim; 7 kişi ortak danaya giriyormuşçasına, ortak cumhurbaşkanına giriyormuş gibi.

Keşke bir ikinci Kılıçdaroğlu olsaydı da "Gel bakalım Kemal" deseydi, "Gel bakalım Muharrem" dercesine.
Ne yazık ki yok!
Haliyle, sevgili Kılıçdaroğlu kendi göbeğini kendi keserek, "Ben Kemal. Geliyorum!" demek zorunda kaldı.
Fakat ne bekleyeni var ne çağıranı... Geçtim çağırandan, kaçtır "Ben adayım" demeye getiriyor, kurulmasına önayak olduğu 6'lı Masa bile duymazlıktan geliyor.
Yazık ki yazık, hal-i pürmelali, Cansever'in o meşhur "Çağrılmayan Yakup"unu fena halde çağrıştırıyor.
O şiirden tornistan edecek olursak vaziyet şudur: "Daha hiç çağrılmadım / Biri olsun 'Kemal!' diye seslenmedi hiç / Ben, yani Kemal, Kemal'in hiç çağrılmamış şekli..."

Önümüzdeki 14 Mayıs seçimleri hiçbir zaman olmadığı kadar Türkiye'deki seçimden ibaret değildir.
Küresel emperyalizm Türkiye'deki vesayet kalelerini kaybetti. Tek umutları muhalefet kaldı.
İktidara söz geçiremedikleri için de söz geçirebileceklerini iktidara taşımak istiyorlar.
Gelgelelim, kurmaya çalıştıkları tuzağın "işbirlikçileri" çarşafa dolanmaya başladı.
Dolayısıyla daha direkt müdahale etmeye başladılar.
En son olarak Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere'nin başkonsolosluklarını kapatmaları bunun göstergesi.
Bahaneleri terör! Maksatları Türkiye'yi sıkıştırarak iktidarı zayıflatmaktan ibaret.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 274 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 608 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar