Fazıl Say, Derya Köroğlu ve “sıradan faşizm”
Kavga ettiğini söylediğine gitgide benzemeye başladın. Hiç insan kavga ettiğine bu kadar benzemeye çalışır mı? Tek gerekçen de "ama onlar da öyle yapmışlardı" lakırdısından ibaret. "Onlar"...
Kavga ettiğini söylediğine gitgide benzemeye başladın. Hiç insan kavga ettiğine bu kadar benzemeye çalışır mı?
Tek gerekçen de "ama onlar da öyle yapmışlardı" lakırdısından ibaret.
"Onlar" dediğin senin "hocan" mı, neden "onları" taklit ediyorsun?
Bizden de, toplandıkları "terörist evi"nin önünde "infaza alkış tutan vatandaşlar" gibi olmamızı istiyorsun.
"Boş ver iti" (9 Mart 2011) başlıklı yazımda bu garabetine ayna tutmaya çalışmıştım; şimdi bakıyorum, daha da vahim haldesin!
O kadar ki, Fazıl Say'ın annesinin cenaze namazını kılmasına bile tahammülün kalmadı...
Bu sevgisizlik, bu nefretle nasıl yaşıyorsun!
Eleştirilerinin dini / ahlaki / kültürel hiçbir temeli yok. Aşksız vecdsiz çilesiz fikirsiz kişiliğinle el attığın her yeri kurutuyorsun.
Fazıl Say "İstanbul Senfonisi"nde "tevhidi / zikrullahı" notalara döktü; Sultan Ahmet Camii'ni dile getirdi...
Sen ne ürettin, nefretten başka!
Mazhar Alanson, "Atatürk sevgisini aldım ama Peygamberimize de âşığım" dediği için linç edildi, Bülent Ortaçgil, "İktidar yüzde 52 oy aldı, buna saygı gösterilmeli" dediği için...
Muharrem İnce tevekkeli bunlara "şizofren" demedi.
Sabah gazetesinden Tuba Kalçık (mezkur sanatçıların ardından) geçen gün de "Yeni Türkü" solisti Derya Köroğlu'yla röportaj gerçekleştirdi.
Derya Bey "genç çerilerin" mahalle baskısına direnememiş olacak ki, "malum gazete sözlerimi çarpıttı" dedi.
Yoksa hiçbir insan röportaj verdiği gazeteye "malum gazete" demez.
Sözlerinin çarpıtıldığını iddia ettiği söyleşiye baktım; her makul insanın altına imza atacağı şeylerden ibaret...
Töhmet atında bırakılan Tuba Kalçık "düzeltme yapın yoksa ses kaydını yayımlarım" uyarısına yanıt alamayınca naçar ses kaydını yayımladı. (Derya Köroğlu fazladan CHP eleştirisi yapmış.
Yanlış anlaşılır endişesiyle çıkarılmasını rica edince de gazetede yayımlanmamış.)
Hülasa, "küfür yobazı / genç çerilerin" baskıları yüzünden adamcağız kendi kendini iptizale uğrattı...
Yazık ettiniz!
İletişim Fakültesi'nde gazetecik ve etik dersleri veren Tuba Kalçık'ı linç etmekle Derya Köroğlu'na yaşattığınız "mahcubiyeti" yok edemezsiniz.
FETÖ'cüler de "çatlak" daha da derinleşsin diye çatallı dilleriyle matine - suare çalışıyorlar.
2011'den itibaren (Başkan Erdoğan'dan nefret etmekle) başlayan "sıradan faşizmin" tezahürüdür bu!
Bak arkadaş!
Sırf "öteki mahalleden" diye beğendiğin yazıyı paylaşamazsan... "O gazeteyi mi okuyorsun, o kanalı mı izliyorsun, o köşe yazarını mı okuyorsun" baskılarına direnemezsen...
"Zincirsiz mahkûmdan" başka bir şey değilsin!