FETÖ ile mücadele ‘ağır çekim’ darbeye dönüşüyor!
ABD hem PKK / PYD ile “stratejik ortaklık” yapıyor hem de her geçen gün artan ABD aleyhtarlığından şekvacı.“Stratejik ortaklık” dememe bakmayın, o işin alegorisi, yoksa düpedüz...
ABD hem PKK / PYD ile “stratejik ortaklık” yapıyor hem de her geçen gün artan ABD aleyhtarlığından şekvacı.
“Stratejik ortaklık” dememe bakmayın, o işin alegorisi, yoksa düpedüz “taşeron” ilişkisidir.
Öcalan'ın da vaktiyle dediği gibi, ABD zaten her daim taşeron kullanır. Suriye ve Irak'ta da yaptığı bu!
Bakmayın siz PKK'nın emperyalizm karşıtı söylemlerine. Mehmet Altan'ın önerdiği gibi “daha fazlasını” elde etmek için konjonktürü fırsat bilip, ABD'nin taşeronluğuna tastamam soyunmuşlardır.
Ziya Paşa'nın dediği gibi, “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
FETÖ de demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukuk lakırdılarını dilinden düşürmüyor, hatta Erdoğan'ı otoriterleşmekle suçlamaya devam ediyor ama, 15 Temmuz'da ne yaptıklarını, demokrasiye nasıl aşık olduklarını herkes gördü.
DAEŞ de öyle; dillerinde İslam, ellerinde Müslümanların kanı var. Bütün yaptıkları sonuç itibariyle İsrail adına “mıntıka temizliğinden” ibaret…
Mahut örgütlerin ortak özelliği nedir diye sorulsa, hiç düşünmeden, “iki yüzlülük veya sahtekârlıktır” derim.
Bunda da şaşılacak bir şey yok.
Nihayetinde, demokrasi getirme bahanesiyle ülkeler işgal eden bir gücün taşeronu değiller mi?
Son günlerde alayı birden Türkiye'yi karşı cephe almış durumda.
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Kuklacıyı bilmek yetmez. Bir NATO ülkesi olarak, NATO'nun patronu ABD'ye posta koyacak halimiz yok.