Fitneye gel fitneye
“Yatık Kemal” girdiği bütün seçimleri malumunuz istisnasız kaybetti. Bazen de racon kesti; şu kadar oy almasam istifa ederim falan dedi.Gelgelelim…Dillendirdiğinin çok altında oy aldı ama istifa etmedi. Tabiri caizse...
“Yatık Kemal” girdiği bütün seçimleri malumunuz istisnasız kaybetti. Bazen de racon kesti; şu kadar oy almasam istifa ederim falan dedi.
Gelgelelim…
Dillendirdiğinin çok altında oy aldı ama istifa etmedi. Tabiri caizse, kulağının üzerine yattı.
Sadece istifa etmemekle de kalmadı; liderliğini daha da güçlendirdi.
Sizin anlayacağınız dünya siyaset tarihinde bir ilki başardı; yenile yenile liderliğini tartışılmaz hale getirdi.
O kadar ki, hiçbir tasarrufuna itiraz eden olmadı.
“Bozguncu medya”dan bir Allah kulu çıkıp da, “Kılıçdaroğlu otoriterleşti, CHP'yi tek adam partisi haline getirdi” demedi.
“Yatık Kemal”in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı döneminde görüp görebileceği en yüksek oyu almasını sağlayan sevgili dostum Gürsel Tekin CHP genel sekreteriydi. Genel sekreterlikten oldu ama vefasızlıktan dem vuran olmadı.
Bir ara Muharrem İnce başkaldırır gibi oldu; Emine Ülker Tarhan çekip gitti; Şahin Mengü isyan etti; bozguncu medyadan bir tek köşe yazarı bunu “fitneye” yormadı.
Liderleri her seçimde çuvallasa da güya biatçılıktan uzak özgür bireylerin partisi, güya bireysel gelişimini tamamlanmış okumuş yazmış insan evlatlarının partisi CHP'de neden “fitne” çıkmadı?
Üstelik, liderlerinin CHP genel koltuğuna dip dalgasıyla veya tabanla değil paralel örgüt marifetiyle getirildiğini bildikleri halde.