Hep mücadele edecek değil ya biraz da şefaat eder
Gel de şimdi rahmetli İdris Küçükömer'in "Türkiye'de sol sağdır, sağ da sol" tezini hatırlama! Erdoğan ABD'ye boyun eğmiyor, AB'yi iplemiyor... Gerekirse kendi göbeğimizi kendimiz keseriz diyor... Bütün...
Gel de şimdi rahmetli İdris Küçükömer'in "Türkiye'de sol sağdır, sağ da sol" tezini hatırlama!
Erdoğan ABD'ye boyun eğmiyor, AB'yi iplemiyor...
Gerekirse kendi göbeğimizi kendimiz keseriz diyor...
Bütün dünya da bunu görüyor.
Çin ve Rusya Türkiye'nin artık ABDİsrail ekseninin "emir eri" olmadığını memnuniyetle izliyor.
Sosyalist Devlet Başkanı Nicolas Maduro, "Venezüella'nın dostu ve yeni çok kutuplu dünyanın lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın törenine katılacağım..." diyerek Türkiye'ye koşup geliyor.
ABD bile saygı duymak zorunda kalıyor.
Başkanlık törenini Washington'dan izleyen Serdar Turgut bakınız geçen günkü yazısında ne diyor: "Türkiye'nin çok sevildiğinin söylendiği yıllarda da burada çalışıyordum ama o günler Türkiye'nin yönetimine böylesine saygı duyulmuyordu. Sevgi değil saygı önemli olduğundan bir dış muhabir/ yazar olarak naçizane ve saygıyla alkışlıyorum uzaktan Başkan Erdoğan'ı Türkiye'ye bunu sağladığı için..."
Gelgelelim...
Türkiye'de solcu geçinen ne kadar insan evladı varsa Erdoğan'a karşı olmakta adeta emperyalistlerle yarışıyor.
ABD'nin taşeron örgütleri Erdoğan'a karşı solcularımız da karşı.
Böyle böyle "işbirlikçi" veya "bozguncu" hale geldiler...
Vaktiyle dağa taşa "NATO'ya hayır" yazıyorlardı.
15 Temmuz'daki NATO darbesini "ölümüne" durduran Erdoğan'a destek olacaklarına, "tiyatro" diyenlerle aynı safa geçtiler.
"Kahrolsun ABD emperyalizmi" ve "Bağımsız Türkiye" sloganları dillerinden düşmüyordu.
Başkan Erdoğan dillerinden düşürmediklerini bilfiil gerçekleştirdi, düşman oldular!
Hadi diyelim ki bunlar "Fetullah kapatması sosyalistler" veya telmaşa özgürlükçü solcular falan...
Peki, "komünistlerimize" ne oldu?
Geçen gün açıklama yapan "Türkiye Komünist Hareketi" böyle diyor.
Kimdirler, kaç kişidirler, nerde nasıl neden "hareket" ederler, bilmiyorum.
Fakat "eski deliklerden yeni bakışları" oldukça heyecanlı, isterseniz birlikte okuyalım: "Emperyalist işgale ve saltanata karşı kurulan 1923 Cumhuriyet'ini bitirenler ve yıkanlar bizzat işbirlikçi sermaye sınıfı, patronlardır! / Yeni bir Cumhuriyet ise, emekçilerin omuzlarında yükselecektir! / Yeni bir Cumhuriyet için sosyalist saflara!.."
Böyle devam ederlerse, "emekçileri" bilmem ama FETÖ'cülerden mebzul miktar saflarına koşar.
Üstelik, Fetullah da inanmadıkları öte dünyada (ahrette) onlara şefaat eder.
Hep komünistlere karşı mücadele edecek değil ya biraz da şefaat eder.
İşin ucunda "Erdoğan düşmanlığı" varsa onun için gerisi teferruattır; şakirt oldun yoldaş oldun fark etmez.