Keşke hiç duymasaydım seni
"Genellikle fotoğraf çektirdikten sonra taraftarlarımız bana Türkçe bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Ben de Türkçe bilmediğimi anlatmaya çalışıyorum. Bu kez aynı şeyleri daha yüksek...
"Genellikle fotoğraf çektirdikten sonra taraftarlarımız bana Türkçe bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Ben de Türkçe bilmediğimi anlatmaya çalışıyorum. Bu kez aynı şeyleri daha yüksek sesle yeniden anlatıyorlar..."
Bu sözler Trabzonspor'un Portekizli futbolcusu Joao Pereira'ya ait.
Diyeceksiniz ki, o yörenin insanı biraz "özel" ne var bunda?
Evet, orası öyle.
Lakin son yıllarda Türkiye topyekûn "özel" hale geldi, onu ne yapacağız?!
Üstelik, Trabzonsporlu o taraftarlar kadar da "güzel" değil, çirkin bir "iletişimsizliğe" duçar.
Evet, çirkin; zira enerjiyi berhava eden, ikrah ettiren bir iletişimsizliktir bu!
Hem de hemen her konuda.
Mesela, soruyorsunuz:
Neden FETÖ'yü arkalıyorsunuz, neden hâlâ 17-25 Aralık kumpas çıktıları üzerinden "muhaliflikler" yapıyorsunuz, neden FETÖ'nün 15 Temmuz işgal girişimine "tiyatro" diyorsunuz?
Cevap şu: "AKP de daha önce cemaatle birlikteydi..."
Diliniz döndüğünce tekrar deniyorsunuz:
Diyelim ki "birlikteydiler" ama dershane tartışmalarından itibaren 5 yıldır topyekûn savaşıyor. Siz bu savaşa omuz vereceğinize neden FETÖ'ye omuz veriyorsunuz?
Cevap yine aynı: "AKP de daha önce cemaatle birlikteydi..."
Bir farkla ki, bu sefer biraz daha yüksek volümde.
Hatta CHP'li bir dostum, "biraz da biz kandırılalım, ne var bunda" demişti de "keşke hiç duymasaydım seni" karşılığını vermiştim.
Son günlerde de sosyal medyada "Atatürkçü" kılığında arzı endam ediyorlar.
Demem o ki, "kandırılmak" anlaşılır bir şey.
"Takiye" deşifre olduktan sonra gönüllü bir şekilde "kandırılmayı" tercih etmek çok tuhaf!
Aynı şekilde...
Üzerinden onca yıl geçtiği halde o "orantısız zekâlardan" hiçbirinin "kandırıldık" dememesi de çok tuhaf.
Hem de dönemin valisinden güvenlik güçleri amirlerine kadar FETÖ'den yargılandıkları ortaya çıktığı halde.
Soruyorsunuz: Neden özeleştiri yapmaya cesaretiniz yok?
Cevap ne mi?
Ne olacak, kocaman bir "tıssss!"
"Antiemperyalist" havalarından da geçilmiyor hâlâ!
Arkaladıkları o teröristlerin Suriye uzantılarının ABD askerleriyle el ele, gönül gönüle dolaştıklarını gördükleri halde yüzleri hiç kızarmıyor!
Kızarmadığı gibi "aynı gemideyiz" diyen Erdal Beşikçioğlu'nu bile linç ediyorlar.
Bunlarla "Andımızı" veya "ezanı" tartışıyoruz ya, hata bizde.
Mezkûr konularda önce özeleştirinizi yapın sonra konuşalım dememiz lazım.