Koç’un ölümünün Gülen’le alakası ve Kılıçdaroğlu’nun talihi
Hayri abi elini nereye atmışsa ossaat elinde kalmış, nereyi tutmuşsa anında kurutmuştu.Bir defasında, benim yüzümden dolar dalgalandı, benim yüzümden 5 Nisan kararları alındı, benim yüzümden deprem...
Hayri abi elini nereye atmışsa ossaat elinde kalmış, nereyi tutmuşsa anında kurutmuştu.
Bir defasında, benim yüzümden dolar dalgalandı, benim yüzümden 5 Nisan kararları alındı, benim yüzümden deprem oldu, demişti de inanmamıştım.
Gelgelelim, hayat hikâyesini anlatmaya koyulunca, lan, dedim, bu nedir?!
Irak'a ihracat yapmaya başlamış, Körfez Savaşı patlak vermiş; inşaat işine girmiş, 17 Ağustos depremi vuku bulmuş; çok küçük yaşta ailesini kaybettiğinden mütevellit yetimhaneye verilmiş, evlat edinmek için onu yetimhaneden alan aile de yolda kaza geçirip ölmüş, lakin onun burnu bile kanamamış…
Hayri abi, “burnum bile kanamadı” dedikten sonra, elini yumruk yapıp, “ama nah şuram kanıyor” diyerek sol memesinin altındaki cevahire vurunca, içime nasıl oturdu anlatamam.
Gerçekten de öyle böyle değil, çok acayipti.
Ondan mülhem bundan 16 yıl mukaddem, “Ters Adam” adlı bir senaryo yazmıştım.
Hatta merhum Kemal Sunal'la da “Balalayka” filmi öncesinde konuşmuştuk; döndüğünde kuvvetle muhtemel hayata geçirecektik.
Nasip değilmiş.
Malumunuz, “Balalayka”nın çekimlerine giderken uçakta kalp krizi geçirip aramızdan ayrıldı.
Ulan, dedim, adamın hayatından mülhem senaryo bile şappadak talihsizliğe uğradı; başımıza iş almayalım, kurtulalım şundan. Yakmaya da kıyamadım; uzak dursun benden, deyip, tavan arasına attım. O gün bu gündür başıma bir iş gelir korkusuyla dönüp bakmadım. (O vakitler bilgisayarla değil daktiloyla yazardık. Yani kaydı kuydu yok, fareler yemiş de olabilir. Şayet öyleyse o fareler de iflah olmamıştır.)
İki binli yılların başında Hayri abinin emekli olduğunu duydum. Duyduğuma da inandım, zira, o piyasadan çekilince, piyasalar rahatlamıştı.
Geçen gün yolda rastladım, (AK Parti hükümetini kastederek) sizinkiler, dedi, bana iş versin, yoksa piyasaya bir çıkarım, ekonomiyi bir daha toparlayamazlar.
Diyeceksiniz ki, lafı nereye getireceksin?
Değerli yazar Latif Erdoğan'ın, Zeynep Bayramoğlu kardeşimizin “ahaber”deki programında söylediklerine.