Magazin İran’ından mezhep İran’ına
Türkiye'de devrim öncesinin İran'ıyla magazinin ötesinde ilgi duyan hemen hemen kimse yoktu. Emel Sayın'ımızın İran Şahı'na konser vermeye Tahran'a gittiğini herkes bilirdi. İran'da Fahrettin adıyla tanınan merhum...
Türkiye'de devrim öncesinin İran'ıyla magazinin ötesinde ilgi duyan hemen hemen kimse yoktu.
Emel Sayın'ımızın İran Şahı'na konser vermeye Tahran'a gittiğini herkes bilirdi. İran'da Fahrettin adıyla tanınan merhum Cüneyt Arkın'ın filmlerinin de (68 yapımı "Yusuf ile Züleyha" başta olmak üzre) İran'ı kasıp kavurduğunu bilmeyen yoktu.
En çok takip edilen de Rıza Pehlevi'nin evlilikleriydi. (Farah Diba neyse de yazık olmuştu Prenses Süreyya'ya.)
Atatürk'ün Türkiye'yi ziyaret eden İran Şahı'nın "Zat-ı şahanelerini Türkiye'de ağırlamaktan çok bahtiyar olduğunu..." belirttiği arşiv görüntülerinden hareketle İran'la ilişkilerimizin iyi olduğu ortalama yurdum insanının zihnine kazınmıştı.
Zaten 1639'daki Kasrı Şirin...